Bugün ATV kanalında yayınlanan Esra Erol'da programına konuk olan ve şu an 18 yaşında olduğunu bildiren Burcu, dini nikahlı olduğu Oğulcan Erez’den biri 3 yaşında biri 2 yaşında olan çocukları olduğunu söyledi. 15 yaşında anne olduğunu söyleyen Burcu Hanım, doğum sırasında hastaneye gelenlere kaçarak evlendiğini ama aslında teyzesinin aracılığıyla evlenmiş olduğunu söyledi. 14 yaşında evlendiğini kayınvalidesinden ve kayınpederinden şiddet gördüğünü şampuanına tutkal koyulduğunu iddia etti. Burcu Hanım çocuklarını da alıp maruz kaldığı baskıdan dolayı eşi Oğulcan Erez’in yanından ayrıldığını annesinin evine döndüğünü anlattı.
Programda anlatılanlardan hazırlanan kısa bir kesit!
Burcu, 18 yaşında, ancak hayatı erken yaşta ağır sorumluluklarla şekillenmiş bir genç kadın. Kendisinin de çocuk olduğu bir yaşta, 14 yaşında evlenmiş ve 2 çocuğuyla birlikte hayatını sürdürmeye çalışmış. Ancak bu süreç, ona çocukluğunu yaşama fırsatı tanımamış. O, 14 yaşında bir çocukken, bir annenin sorumluluklarıyla baş başa kalmış ve yıllarca büyük bir psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmış.
Burcu’nun hikayesi, aslında birçoğumuz için kabus gibi. Evlendiği dönemde, kayınvalidesi ve kayınpederi tarafından sürekli aşağılama, fiziksel şiddet ve duygusal baskılara tabi tutulmuş. Bir kez olsun çocuklarını alıp birlikte eğlenmeye, dışarıda zaman geçirmeye fırsat bulamamış. Hatta evin içinde, bulaşık yıkarken bile çocuğunun kendisine sarılıp ağladığı anları yaşamış.
Çocuklarının babası, Burcu’ya geri dönmeyi önerse de, Burcu evdeki şiddetten kaçıp, çocuklarıyla birlikte annesinin yanına gitmiş. Ancak kısa bir süre sonra, kayınvalidesi ve kayınpederi Burcu'yu tehdit etmeye başlayarak çocukları geri istemiş. Burcu, korku içinde, elinden gelen tek şeyi yaparak çocuklarını onlara teslim etmiş.
Bugün ise, Burcu çocuklarını bir yıldan fazla bir süredir göremiyor. Polis bile devreye girmiş, ancak kapıların ardında Burcu’nun hiçbir hakkı olmadığı söylenmiş. Şu an, annesiyle birlikte kalıyor ve çocuklarını geri almak için her yolu denemeye çalışıyor. Fakat hala bir umut var; Burcu, evlatlarını bir gün geri alacağına ve çocuklarına hak ettikleri çocukluğu vereceğine inanıyor.
Bu gerçek hikaye, bize çocukların sadece yaşadıkları değil, aynı zamanda yaşayamadıkları duygusal ve fiziksel travmaların da önemli olduğunu hatırlatıyor. Burcu’nun yaşadığı zorluklar, bir çocuğun, daha doğrusu bir gencin, kendi çocuklarına sahip olma mücadelesinin ne kadar zor olabileceğini gösteriyor. Çocukların yeri okulda ve sokaklarda olmalı, fakat burada, Burcu'nun hikayesinde, çocuklar ne yazık ki ellerinden alınmış.
Burcu'nun yaşadığı, toplumda karşılaştığımız acıların ve haksızlıkların bir yansıması ve bu tür zorluklarla karşılaşan genç annelere sahip çıkmak, onların sesini duyurmak, çok daha fazla önem taşıyor.