Cumhuriyet yazarı Bilsay Kuruç, kapitalizmin tarihsel süreçteki dönüşümünü ele aldığı köşe yazısında, Bretton Woods anlaşmasının önemine değinerek, bu belgenin kapitalizmin yönetim stratejisi üzerindeki etkilerini inceledi. Kuruç, 1944'te ABD'nin New Hampshire kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler para ve finans konferansında imzalanan Bretton Woods anlaşmasının, "Amerika’nın dünyayı kapitalizmle yönetmek üzere hazırlanmış ilk strateji belgesi" olduğunu ifade etti.
Yazısında, Bretton Woods'un "refah devletli" bir kapitalist sermaye birikimi ve bölüşüm modeli sunduğunu belirten Kuruç, bu modelin 1970'te sona erdiğini vurguladı. Kuruç, "Kapitalizme yine Amerika’nın güvencesi altında yeni senaryo lazımdı" diyerek, 1970'lerin sonlarına doğru yeni bir kapitalist modelin ortaya çıktığını ve bu modelin "refah'ın silindiği bir kapitalizmde birikim ve bölüşüm" üzerine kurulduğunu ifade etti.
1980'lerden itibaren kapitalizmin "toplum için siyaset" anlayışını "buzdolabına kaldırdığını" belirten Kuruç, işçi sınıfının ve orta sınıfın ekonomideki payının giderek eridiğini ve bu dönemde siyasetin kapitalizmin yeni senaryolarını geliştirmek için bir araç haline geldiğini savundu. Kuruç, bu dönüşümle birlikte toplumda "toplum diye bir şey yoktur" anlayışının hâkim olduğunu ifade etti.
Kuruç, yazısının devamında Amerika’nın tarihsel süreçteki rolünü de ele alarak, 1920'lerde büyük sermayenin etkisiyle gerçekleşen "Büyük Kriz" sonrası devletin başrole geçtiğini ve bu süreçte Hazine'nin stratejinin sahibi olduğunu belirtti. 1940'larda Bretton Woods anlaşması ile IMF ve Dünya Bankası'nın oluşturulmasıyla birlikte diğer ülkeler için sınırlı hareket alanlarının çizildiğini vurguladı.
Kapitalizmin 1980'lerin sonrasında varlık enflasyonu üzerine kurulu bir model geliştirdiğini kaydeden Kuruç, bu modelin "her şeyin sermaye varlığına dönüşmesi" gerektiğini ve bunun için varlık fiyatlarının sürekli artmasının şart olduğunu belirtti. Kuruç, "Varlık enflasyonu" kavramının, modern kapitalizmin temel dinamiklerinden biri haline geldiğini ifade ederek, bu durumu "yükümlülük yönetimi" ile ilişkilendirdi.
Bilsay Kuruç, kapitalizmin evriminin izlenmesi için bu dinamiklerin anlaşılması gerektiğini vurguladı. Bugünkü ekonomik sistemin, geçmişteki stratejilerin ve anlayışların bir devamı olduğunu belirterek, gelecekteki olası gelişmelere dikkat çekti.