Prof. Dr. Naci Görür gibi deneyimli isimler, depremin tam olarak ne zaman, nerede ve ne büyüklüğünde olacağını kesin olarak tahmin etmenin şu an için mümkün olmadığını vurguluyor. Yapay zeka algoritmalarının elde ettiği sonuçların, gerçek bir tahmin yerine istatistiksel bir olasılık sunduğunu belirtiyor. Görür'e göre, "depremi tahmin ettik" demek, toplumda büyük bir panik yaratabilir ve yanlış önlemlerin alınmasına neden olabilir.
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan da benzer görüşleri paylaşarak, yapay zeka algoritmasının nasıl çalıştığına dair yeterli bilgi bulunmadığını ve elde edilen sonuçların ne kadar güvenilir olduğunu sorguladı. Ercan, deprem tahmininin sadece konum, saat ve büyüklük olmak üzere üç temel parametreyi doğru bir şekilde belirleyebilmekle mümkün olduğunu belirtiyor.
Peki, bu durum bizi ne düşündürmeli?
- Yapay zeka, deprem tahmininde yardımcı bir araç olabilir ancak tek başına yeterli değildir. Sismik veriler, jeolojik araştırmalar ve diğer bilimsel verilerin bir araya getirilmesiyle daha doğru sonuçlar elde edilebilir.
- Deprem tahminleri, toplumda büyük bir panik yaratabilir ve yanlış kararlara yol açabilir. Bu nedenle, bilimsel verilerle desteklenmeyen iddialara itibar edilmemeli ve yetkililerin açıklamalarına dikkatle kulak verilmelidir.
- Deprem riskini azaltmanın en etkili yolu, yapıların güçlendirilmesi ve bilinçli bir şehirleşme sürecidir. Deprem tahminleri, bu süreçte bir araç olarak kullanılabilir ancak tek başına çözüm değildir.
Sonuç olarak, yapay zeka teknolojilerindeki gelişmeler, deprem araştırmalarında önemli bir adım olsa da, depremleri tam olarak tahmin etme konusunda henüz yeterli değiliz. Bu nedenle, deprem gerçeğini kabul ederek, riskleri azaltmak için gerekli önlemleri almaya devam etmeliyiz.