Türkiye'nin zeytinyağı sektörü, son dönemde yaşanan fiyat artışlarıyla büyük bir krizle karşı karşıya. Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin ekim ayında açıkladığı verilere göre, zeytinyağı fiyatları son bir yılda yüzde 59 oranında artış gösterdi. Bu durum, hem üreticilerin hem de tüketicilerin maddi açıdan zorlanmasına sebep oluyor. Üreticiler, zeytin fiyatlarının düşük seyretmesi nedeniyle zeytinyağı fiyatlarında da bir artış olmaması gerektiğini ifade ediyor.
Rekor bir hasat beklentisi ile 2024 yılına hazırlanan Türk zeytin üreticileri, bu bereketli dönemin meyvelerini yeterince toplayamamanın üzüntüsünü yaşıyor. Ülke genelinde 41 ilde 500 bin üreticinin faaliyet gösterdiği zeytin sektörü, 2024 yılı için Cumhuriyet tarihinin en yüksek zeytin rekoltesini bekliyor. 2023 yılında 202 milyon zeytin ağacına ulaşan Türkiye, bu potansiyeli nasıl değerlendireceği konusunda ciddi soru işaretleri taşıyor.
Zeytin fiyatları düştü, zeytinyağı fiyatları yükseldi! Bu çelişki, hem üreticinin emeğinin karşılığını alıp alamayacağı hem de tüketicinin bu doğal ürüne ulaşabilmesi için gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı sorularını akıllara getiriyor. Üreticiler, zeytin fiyatlarının artış göstermemesi durumunda zeytinyağı fiyatlarının da düşmesini bekliyor. Ancak mevcut durumda, zeytinyağındaki zamlar devam ediyor.
Zeytin üretiminin 3,6 milyon tona ulaşması beklenirken, bu üretimin yüzde 32'sinin sofralık, yüzde 68'inin yağlık zeytin olarak gerçekleşmesi ve 450-500 bin ton arasında zeytinyağı üretilmesi öngörülüyor. Ancak, 180 tanelik zeytin fiyatının 2023'te 125 TL olarak belirlenmiş olması ve 2024'te de aynı seviyede kalacağı vurgulanıyor. Yağlık ve sofralık zeytin alım fiyatlarında geçen yıla göre 1 kuruşluk bir artışın olmaması, üreticilerin gelecekteki kazançlarının belirsizliğini artırıyor.
Marmarabirlik'in ön alım fiyatlarını artırmaması ise satış fiyatlarında zeytin ve zeytinyağı fiyatlarında bir artış beklenmediği anlamına geliyor. Bu noktada, zeytinyağı fiyatlarının yüksekliği tüketicinin alım gücünü zorlayarak, sağlıklı bir beslenme alışkanlığını sürdürmelerini engelliyor. Zeytinyağının, Türkiye'nin geleneksel ve sağlıklı bir gıda ürünü olması nedeniyle bu durum, toplumda geniş bir etki yaratıyor.
Zeytin üreticileri, bu çelişkili durumu aşmak ve zeytinyağının hak ettiği değeri bulabilmesi için yetkililerin gerekli önlemleri almasını bekliyor. Üretici ve tüketici arasındaki bu dengenin sağlanması, hem ekonomik istikrar hem de sağlıklı bir toplum için son derece önemli. Türkiye'nin zeytinyağı sektörü, bu süreçte nasıl bir yol izleyecek ve hem üreticiler hem de tüketiciler için sürdürülebilir çözümler üretebilecek mi? Bu sorular, sektördeki gelişmelerle birlikte yanıt bulmaya devam edecek.