Futbolun sadece para olmadığını gösteren bir başarı hikayesi… 43 bin nüfuslu Norveç kasabası Bodo’nun takımı Bodo/Glimt, UEFA Avrupa Ligi’nde yarı finale yükselerek hem kendi tarihini yazdı hem de Avrupa futbolunda büyük bir sürprize imza attı. Sadece 20 milyon Euro maaş bütçesiyle Avrupa devlerinin arasında yoluna devam eden sarı-siyahlı ekip, İtalyan devi Lazio'yu eleyerek yarı finale adını yazdıran ilk ve tek Norveç kulübü oldu.
Henüz 8 yıl önce Norveç 2. Ligi'nde mücadele eden Bodo/Glimt, o dönemlerden itibaren adım adım yükselerek önce ülke futbolunun zirvesine çıktı, ardından Avrupa sahnesinde bir peri masalı yazmaya başladı. Eliteserien’de 4 kez şampiyon olan ekip, bu sezonla birlikte son 4 yılda Avrupa’da 2 kez son 16, 1 kez çeyrek final ve şimdi de yarı finale ulaşarak istikrarını kanıtladı. Özellikle iç sahada yakaladığı performans dikkat çekici: Son 5 yılda Avrupa'da oynadığı 38 iç saha maçının 31’ini kazanarak ciddi bir üstünlük kurdu.
Finansal anlamda da örnek gösterilecek bir yapıya sahip olan kulüp, bu sezon transfere sadece 7 milyon Euro harcarken, oyuncu satışlarından 18.6 milyon Euro gelir elde etti. Üstelik Avrupa Ligi’nde şu ana kadar 26.2 milyon Euro gelir sağlayarak, sezon başındaki 20 milyon Euro’luk maaş bütçesini çoktan geride bıraktı.
Teknik direktörlük koltuğunda ise 2018’den bu yana Kjetil Knutsen oturuyor. Norveçli çalıştırıcı, yıllık sadece 900 bin Euro kazanıyor. Bu da kulübün toplam maaş bütçesinin yalnızca yüzde 4.5’ine denk geliyor. Knutsen’in uzun süredir kulüpte kalması ve sistemi sahiplenmesi, başarının arkasındaki temel faktörlerden biri olarak görülüyor.
Tarih yazmaya devam eden Bodo/Glimt’in sıradaki rakibi ise İngiliz devi Tottenham olacak. UEFA Avrupa Ligi yarı finalinin ilk karşılaşması 1 Mayıs’ta Londra’da, rövanş ise 8 Mayıs’ta Norveç’te oynanacak. Avrupa’nın diğer yarı finalinde Athletic Bilbao ile Manchester United kozlarını paylaşacak. Bu eşleşmenin ilk maçı Bilbao’da, rövanşı ise Old Trafford’da gerçekleşecek.
Bodo/Glimt’in Avrupa’daki bu yükselişi, yalnızca küçük kasaba takımları için değil, ekonomik sınırlarla mücadele eden tüm kulüpler için ilham verici bir örnek oldu. Dev bütçelerin, yüksek maaşların konuşulduğu futbol dünyasında Bodo’nun başarısı, tutkunun, sistemin ve doğru planlamanın neleri mümkün kılabileceğini bir kez daha gösterdi. Avrupa futbolu, bu küçük kasabanın büyük rüyasına bir adım daha yakından tanık olmaya hazırlanıyor.