Avrupa Birliği, Donald Trump’ın başkanlık göreviyle birlikte uygulanması beklenen ekonomi ve ticaret politikalarından büyük endişe duyuyor. Özellikle ticaret alanında oldukça sert bir tutum sergilemesi beklenen Trump, “önce Amerika” yaklaşımını benimseyerek korumacı ekonomi politikaları uygulamayı planlıyor. Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmasının ardından, küresel ekonomi üzerindeki etkilerinin yanı sıra transatlantik ilişkilerde de sorunlara yol açması bekleniyor.
Trump’ın başkanlığı, AB ve ABD ilişkilerinde önemli değişikliklere yol açtı. Trump, 2017-2021 döneminde izlediği korumacı ticaret politikalarıyla Avrupa ülkelerine ilave gümrük vergileri uygulamış, Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmiş ve üslubundaki sertlikle AB ile ilişkileri gerginleştirmişti. Biden dönemine kadar bu ilişkilerde iyileşme görülse de, Trump’ın yeniden göreve gelmesiyle bu sorunların tekrar gündeme gelmesi bekleniyor.
ABD ile AB arasındaki ticaret, yıllık 1,3 trilyon dolara ulaşan önemli bir ilişkiyi oluşturuyor. Ancak AB, uzun yıllardır ABD ile ciddi bir ticaret fazlası veriyor. 2023 yılında AB, ABD’ye 576,3 milyar dolarlık ihracat yaparken, ABD’den 367,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Bu ticaret açığı, Trump’ın politika açıklamalarında rahatsız edici bir unsur olarak öne çıkıyor. Trump, ticaret açığı verdiği ülkelerle ilgili olarak gümrük vergisi uygulama yönünde planlar yapıyor.
Yeni dönemde AB’nin, ABD’den daha fazla enerji ürünü, özellikle sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) almayı planladığı belirtiliyor. AB, Rus gazının sevkiyatının durmasıyla zaten enerji tedarikinde alternatif arayışlarına girecek ve bu durum ABD ile ticaret açığının bir miktar azalmasına yol açabilir. Trump’ın tehditlerine karşılık olarak AB, bu alanda ABD ile ilişkilerini geliştirmek için LNG alımlarını artırmayı planlıyor.
Ayrıca, Trump’ın AB’ye yönelik diğer rahatsızlıkları da mevcut. Apple, Meta ve Google gibi ABD merkezli teknoloji şirketlerine yönelik AB’nin koyduğu para cezaları, Trump’ın öfkesini çeken bir diğer konu. AB’nin bu tür cezalarla karşılaşması durumunda, Trump’ın sert tepkileriyle karşılaşma riski artıyor.
Grönland meselesi de AB ile ABD ilişkilerini zorlayabilecek başka bir konu olarak öne çıkıyor. Trump, Grönland’ı ABD'nin kontrolüne almak istediğini ve bunun “ulusal güvenlik” için gerekli olduğunu savunuyor. Grönland’ın Danimarka’ya bağlı özerk bölge olması, AB ile ABD arasındaki bu anlaşmazlığı daha da derinleştirebilir. Trump’ın Grönland’ı satın alma girişimi, Avrupa ülkeleri ile ilişkisini daha da zorlaştırabilir.