Yurttan Haberler

ABD'de Açık İş Sayısı Beklentilerin Altında Kaldı

ABD, eylül ayındaki açık iş sayısının önceki aya göre 418 bin azalarak 7 milyon 443 bine gerilediğini açıkladı. Beklentiler 7 milyon 980 bin civarındaydı.

Abone Ol

ABD'de açık iş sayısı, eylül ayında beklenenden daha düşük bir seviyeye gerileyerek 7 milyon 443 bine düştü. ABD Çalışma Bakanlığı'nın açıkladığı JOLTS (Job Openings and Labor Turnover Survey) verilerine göre, eylül ayında açık iş sayısı bir önceki aya göre 418 bin azalmış durumda. Bu durum, Ocak 2021'den bu yana görülen en düşük seviyeyi temsil ediyor.

Piyasa analistleri, eylülde açık iş sayısının 7 milyon 980 bin olacağını tahmin ediyorlardı. Ancak gerçekleşen rakam, bu beklentilerin altında kalması dikkat çekti. Ağustos ayı verileri ise 7 milyon 861 bin olarak kaydedilmişti. Açık iş sayısındaki bu düşüş, ABD iş gücü piyasasındaki daralma ve ekonomik belirsizliklerin bir yansıması olarak yorumlanıyor.

Eylül ayı itibarıyla, açık iş sayısındaki düşüş özellikle sağlık bakımı, sosyal yardım ve eyalet ile yerel yönetimlerde belirginleşti. Bu sektörlerde azalmalar gözlemlenirken, finans ve sigorta sektörlerinde açık iş sayısında artış yaşandı. Bu durum, sektörel bazda iş gücü talebinin farklılık gösterdiğini gösteriyor.

Ayrıca, işe alım sayısı da eylülde 123 bin artarak 5 milyon 558 bine yükseldi. Bu rakam, iş gücü piyasasındaki hareketliliğin devam ettiğini ancak açık iş sayısının düşmesiyle birlikte iş bulma süreçlerinde zorluklar yaşandığını gösteriyor.

Ülkedeki işten ayrılma oranları da dikkat çekici bir artış gösterdi. Eylül ayında istifa ve işten çıkarılma dahil olmak üzere işinden ayrılanların sayısı, 28 bin artışla 5 milyon 196 bine ulaştı. Bu durum, çalışanların iş piyasasındaki belirsizliklere rağmen daha iyi fırsatlar aramak için iş değiştirmeyi tercih ettiğini ortaya koyuyor.

Sonuç olarak, ABD'deki açık iş sayısının düşmesi, ekonomik büyüme ve istihdam yaratma konusundaki endişeleri artırıyor. Piyasa analistleri, bu verilerin Federal Rezerv'in para politikası kararlarını etkileme potansiyeli taşıdığını ve ekonomik görünüm üzerindeki belirsizlikleri derinleştirebileceğini vurguluyor. Ekonomik verilerin ve iş gücü dinamiklerinin yakından izlenmesi, gelecekteki politikaların şekillenmesinde önemli bir rol oynayacak.