ANTALYA HABERLERİ

Altın Portakal Film Festivali Ödülleri Sahiplerini Buldu

Antalya Altın Portakal Film Festivali bu yıl da sinema dünyasının önemli isimlerini ve yapımlarını bir araya getirerek renkli ve anlamlı bir kapanışa imza attı.

Abone Ol
  1. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu yıl da sinema dünyasının önemli isimlerini ve yapımlarını bir araya getirerek renkli ve anlamlı bir kapanışa imza attı. Sinema ve toplumsal meselelerin kesişim noktalarına dair güçlü mesajlar veren festivalde, kadın hakları ve İstanbul Sözleşmesi gibi önemli toplumsal konulara vurgu yapıldı.

Festivalin Açılışında Sinemanın Gücü vurgulandı

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, festivalin açılışında sinemanın toplumsal değişim üzerindeki etkisine dikkat çekti. Sinemanın yalnızca izleyiciyi değil, toplumları, şehirleri ve ülkeleri dönüştüren güçlü bir sanat dalı olduğunu belirten Böcek, “Sinemanın gücü büyüktür, hem toplumları hem de bireyleri değiştirir, geliştirir” şeklinde konuştu. Ayrıca, 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin 2025’te 7-16 Kasım tarihleri arasında düzenleneceğini duyurdu.

Telif Hakları ve Sinema Emekçilerine Destek

Bu yılki festivalin önemli bir yeniliği, festivalde gösterime giren tüm film sahiplerine telif haklarının ödenmesi kararının alınmış olmasıydı. Sinema Eser Sahipleri Federasyonu ile yapılan görüşmeler sonucunda alınan bu karar, sinema emekçilerine büyük bir destek anlamına geliyor. Başkan Böcek, bu kararın, Türkiye’deki sinema sektörünün gelişimine katkı sağlayacağına ve emekçilerin haklarının daha fazla korunmasına olanak tanıyacağına inandığını belirtti.

"Mukadderat" En İyi Film Seçildi

Festivalin en prestijli ödüllerinden biri olan En İyi Film Ödülü, Nadim Güç’ün yönettiği Mukadderat filmine verildi. Bu ödül, festivalin en çok beklenen anlarından biriydi. Ayrıca, en iyi yönetmen ödülüne Ayşe filmiyle Necmi Sancak layık görüldü. Ödül töreninde, Gülizar filmiyle Yağmur Ergül, Cahide Sonku Ödülü’nü kazanırken, en iyi senaryo ödülü Evcilik filmiyle Ümit Ünal’a gitti.

Kadın Hakları ve İstanbul Sözleşmesi’ne Güçlü Vurgular

Bu yılki festivalde, kadın hakları ve İstanbul Sözleşmesi'ne güçlü bir vurgu yapıldı. En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü Ayşe filmindeki rolüyle Binnur Kaya ve Mukadderat filmindeki performansıyla Nur Sürer paylaştı. Sürer, ödül konuşmasında "Kadınlardan, çocuklardan, hayvanlardan elinizi çekin!" diyerek toplumsal sorunlara dikkat çekti. Binnur Kaya ise, ödülünü tüm kadınlar adına aldığını belirterek, “Kadınlar bağırdı, ses çıkardı, sokaklara çıktı; bunlar duyuldu, görüldü. Şimdi eyleme geçme zamanı” diyerek İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkılması gerektiğini vurguladı. Konuşmalarının sonunda, iki oyuncu birlikte “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” diyerek toplumsal bir mesaj verdiler.

Uluslararası Katılım ve Mesajlar

Festivalde, sadece Türk sinemasının değil, dünya sinemasının da güçlü temsilcileri yer aldı. Gülizar filminin yönetmeni Belkıs Bayrak, cinsel taciz sonrası yaşanan travmalar üzerinden kadınların mücadelesini anlatan filmine dair ödül konuşmasında, bu ödülü Filistinli kadınlar ve tüm dünyada özgürlük mücadelesi veren kadınlara adadığını ifade etti. Öte yandan, The Witness (Şahit) filminin İranlı yönetmeni Nader Saeivar, ödülünü İran'daki kadınlara adadığını belirterek, “Bu ödül benim değil, İran’da sokağa çıkan kızların ödülü. Bir gün İran özgürlüğüne kavuşunca onlara vereceğim” dedi. Saeivar, İsrail ve Taliban'a karşı sert eleştirilerde bulundu.

Kısa Film Ödülleri ve Sansüre Karşı Direniş

Festivalde en iyi kısa film ödülünü Neredeyse Kesinlikle Yanlış filmiyle Cansu Baydar kazandı. Baydar, ödül konuşmasında, Altın Portakal’ın tarihi boyunca sansüre karşı direnen sinema emekçilerini saygıyla selamladığını belirterek, “Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır” dedi. Filmin başrol oyuncusu Lübnanlı Rahaf Armanazi de ödülünü, Lübnan’daki savaşla mücadele eden halkına adadığını ifade etti.

Festivalin Sonuçları ve Toplumsal Yansımalar

  1. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, sinema sanatının toplumsal değişim yaratma gücüne bir kez daha dikkat çekti. Özellikle kadın hakları, şiddet ve İstanbul Sözleşmesi gibi önemli meseleler üzerinden verilen mesajlar, festivalin en güçlü yönlerinden biri oldu. Sinema dünyasından önemli isimler ve ödüllü filmler, izleyicilere hem sanatsal bir şölen sunarken hem de toplumsal sorunlara karşı güçlü bir duruş sergiledi.

Festival, sinemanın toplumu dönüştürme gücünü bir kez daha gösterdi ve bu yılki ödüller, hem sanatçıların hem de toplumun daha adil ve eşit bir geleceğe doğru ilerlemesi için önemli bir hatırlatma niteliğindeydi.