Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), altın ithalatına dair yeni bir analiz yayımlayarak, kota uygulamasının altın ithalatı kompozisyonunda önemli değişikliklere neden olduğunu açıkladı. TCMB'nin "Merkez'in Güncesi" adlı blogunda paylaşılan analizde, 7 Ağustos 2023 tarihinde başlatılan kota uygulamasının ardından işlenmemiş altın ithalatının hızla düştüğü belirtildi.
Ağustos 2023 itibarıyla 12 aylık birikimli işlenmemiş altın ithalatının 34 milyar dolar seviyesinde olduğu, ancak 2024 yılı Kasım ayı itibarıyla bu rakamın yarı yarıya azalarak 17 milyar doların altına gerilediği ifade edildi. Kota uygulaması ile işlenmemiş altın ithalatındaki bu hızlı düşüş, mücevherat ithalatının ise önemli ölçüde arttığını gösteriyor. Mücevherat ithalatında meydana gelen bu hızlı artış, hem değerli taşlarla işlenmiş mücevherat ürünlerinin ithalatını hem de bu ürünlerin Türkiye’deki işlenme oranını artırarak yerli ekonomiye katkı sağladığı gözlemleniyor.
Analizde, mücevherat ithalatındaki bu artışın uluslararası piyasalardaki fiyat değişiklikleriyle yakından ilişkili olduğu, ayrıca kota uygulaması sonrasında iç piyasalarda yerli mücevherat üretiminin de canlandığı ifade ediliyor. Yüksek kaliteli mücevherlerin ithalatı, mücevherat sektörünün rekabet gücünü artırırken, bu ürünlerin ithalatında yerli işçilik ve üretim süreçlerinin desteklenmesi gerektiği belirtiliyor.
TCMB’nin yayımladığı analizde, kota uygulamasının yalnızca işlenmemiş altın ithalatını değil, aynı zamanda bu tür ürünlerin işlenerek ihraç edilmesini de etkilediği ifade edilerek, söz konusu düzenlemelerin dış ticaret üzerinde olumlu etkilere sahip olacağına vurgu yapılıyor. Yerli işçiliğin artırılması, mücevherat sektöründe kalite ve tasarım seviyesinin yükseltilmesi sayesinde, Türkiye’nin mücevher ihracatında da rekabetçi hale gelebileceği değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, Merkez Bankası’nın bu analizine göre, kota uygulaması yalnızca işlenmemiş altın ithalatını değil, aynı zamanda mücevherat ithalatını ve bu sektördeki yerli üretimi artırmış durumda. Bu değişimlerin, Türkiye’nin dış ticaret dengesinde olumlu etkilere yol açarak cari açığın daralmasına da katkı sağlayacağı öngörülüyor. Ayrıca bu süreç, Türk mücevherat sektörünün uluslararası alanda daha fazla tanınırlık kazanmasını sağlayabilir.
