HABER/SENEM OK Isparta’da 12 yıl bankacılık yapan 43 yaşındaki Yasemin Akgün, 7 yıl önce mesleğini bırakarak deri işleme ustası oldu. Bankacılık yarken mutsuz olduğunu fark eden Akgün hobi amaçlı yaptığı çantadan ilham alarak denemeye karar verdiğini söyledi.
Isparta’da 12 yıl bankacılık yapan 43 yaşındaki Yasemin Akgün, 7 yıl önce mesleğini bırakarak deri işleme ustası oldu. Bankacılık mesleğine çok isteyerek başladığını ifade eden Akgün zaman içerisinde bu işi yapmak istemediğine karar vererek özgün çalışma ortamı aradığını ifade etti.
Her meslek gibi bankacılığında zor olduğunu belirten Akgün “Kendimi daha iyi hissedebileceğim, daha bireysel çalışmak istediğim işler vardı. Çalışmış olduğum banka genişlemek istedi. Yalvaç’a şube açtıklarında bana gider misin? diye sordular bende gittim. Orası daha küçük ve daha rahat bir şubeydi böylelikle hafta sonları bana zaman kalıyordu. O dönem almak istediğim bir eğitim vardı. Telefon açıp ne kursunuz var diye sordum bana sandalet yapım kursu olduğunu söylediler. Kursun ne olduğunun bir önemi yoktu benim için. 3 ay boyunca her hafta sonu Isparta’dan İstanbul’a kursa gittim” dedi.
Çalıştığım Banka Şubesi Kapandı, Kader Yüzüme Güldü
Kursta aldığı eğitimde kendisinin daha mutlu olduğunu fark eden Akgün, “O kurs bana ufuk açtı. Orada başka bir dünya olduğunu da gördüm. Bankacılık yaparken mutsuzum ve başka dünyada insanların bir şeyler ortaya çıkararak mutlu olduğunu gördüm. Çünkü üretmek çok güzel. O kurstan sonra deneyeyim dedim ama hiç sandalet yapmadım. Yalvaç’a döndüm ve başkasının atölyesini kullanarak çanta yaptım. Sonrasında çalışmış olduğum banka şubesi kapandı. Kader yüzüme güldü bence. Şubem kapanınca ben işsiz kaldım. Kendime yapmış olduğum çanta bende mutluluk uyandırdı. Çünkü onunla uğraşırken aldığım zevkten sonra denemeye karar verdim” şeklinde konuştu.
Deri işleme sanatına başlamadan önce bir bilgisi olmadığını kaydeden Yasemin Akgün, her şeyi zamanla öğrendiğini belirterek “ İlk başlarda yapıştırma ve zımbalama tekniği biliyordum. Dikişi sonra öğrendim. Daha sonra evde yapabilir miyim? diye düşündüm ama evde yapmak için fazlasıyla eziyetli bir iş. Sonrasında dükkanı tuttum ve hiç eşyam yoktu. Bir kaç deneme yapmak için çantalık deri aldım ve o deriye cüzdan yapılabileceğini sanıyordum ama yapılamayacağını öğrendim. Bütün aşamaları işin içine girdikten sonra öğrendim” ifadelerini kullandı.
Beni Desteklemek İçin Sipariş Veren Arkadaşlarım, Şuan Beğendikleri İçin Sipariş Veriyorlar
Deri işleme sanatına başladıktan sonra ailesinin ve arkadaşlarının desteğini aldığını söyleyen Akgün “Arkadaşlarım, ailem bu anlamda çok destek oldular. Hiçbir zaman hayır yapma demediler. Ablam bu anlamda bana en çok destek olan kişilerden birisi. İlk başladığım zamanlar sadece çevremdeki insanlar ve bankacılıktan kalan müşterilerim biliyordu. O zamanlar beni desteklemek için sipariş veriyorlardı ama şuan beğendikleri için sipariş veriyorlar. Dışarıdan bir siparişi alana kadar çevremdeki insanların verdiği siparişler beni tatmin etmedi aslında. Hiç tanımadığım insanlar ürünü görüp beğendiği için sipariş verdiği zaman tamam ben bu işi yapabilirim dedim” şeklinde konuştu.
Deri işleme sanatının erkek işi olduğunu ve ortaya çıkardığı cüzdan, çanta gibi ürünlerin beden ve kas gücü gerektirdiğini ifade eden Akgül, “Bakıldığı zaman bu iş biraz erkek işi gibi duruyor. Daha beden gücü gerektiriyor çünkü her şeyi eldeyapıyorsunuz. Kesme, delme aşamaları kas gücü gerektiren bir kısım ama beni mesleğimden soğutacak veya uzaklaştıracak olumsuz bir durumla karşılaşmadım. Beni gördükleri zaman sen o deriyi kesebiliyor musun? diye bir tepkiyle karşılaştım ama kestiğimi gördükleri andan itibaren helal olsun sen yapabiliyorsun diyorlardı” dedi.
Konuşmasının sonunda ileriye dönük hedeflerinden bahseden Akgül, “ Ekipli çalışma hayatına geçmek isterim ama makineleşme çok istediğim bir durum değil. Yani el işçiliği yapmış olmaktan daha memnunum. El işçiliğini devam ettirebildiğim haliyle büyüme istiyorum” ifadelerine yer verdi.