Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ticaret Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir, Türkiye'nin doğrudan yabancı sermaye kaybının 350 milyar dolara ulaştığını belirtti. Demir, yaptığı yazılı açıklamada, "Siyasi iktidarın yarattığı istikrarsızlık, gerginlik ve başarısız ekonomi politikaları nedeniyle Türkiye’nin kaybettiği doğrudan yabancı sermaye miktarı 350 milyar doları buldu," ifadelerini kullandı.
OECD'nin 31 Ekim 2024 tarihinde yayımladığı Global Doğrudan Yabancı Sermaye Raporu'na atıfta bulunan Demir, Türkiye'deki yabancı sermaye stoğunun 2023 yılı sonu itibarıyla 190 milyar dolar ile gayrisafi milli hasılanın (GSMH) yüzde 17'sini oluşturduğunu belirtti. Raporda, Türkiye'nin doğrudan yabancı sermaye/GSMH oranının global seviyede yüzde 51, OECD ülkelerinde ise yüzde 58 olduğunu vurguladı.
Demir, Türkiye'nin yüzde 17 rakamıyla doğrudan yabancı sermaye çekme açısından dünyadaki en başarısız ülkeler arasında yer aldığını ifade ederek, "Gerginlik, kutuplaşma ve yanlış ekonomi politikaları nedeniyle yurt dışından gelebilecek doğrudan yabancı yatırımcıya güvenilir ve istikrarlı bir ortam sağlayamayan Türkiye’nin kaçırdığı doğrudan yabancı sermaye yatırımı, dünya ortalamaları dikkate alındığında yaklaşık 350 milyar ABD dolarıdır. Bu, yıllık 100 milyar dolarlık üretim ve 1 milyon kişilik istihdam kaybı anlamına gelmektedir," dedi.
Ayrıca, 2023 yılında Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı sermayenin yalnızca yüzde 50’sinin sektörel yatırımlardan oluştuğunu, geri kalan kısmın ise gayrimenkul alımları ve mevcut yatırımların işletme sermayesi artırımlarından kaynaklandığını belirtti. Yüzde 50’lik sektörel yatırımların da yarısının depolama, finans ve ticaret gibi düşük istihdam sağlayan alanlara yöneldiğini ifade eden Demir, "Dolayısıyla ilave bir istihdam yaratmamaktadır. Yeni istihdam sağlayan gerçek anlamda sıfırdan doğrudan yabancı yatırımlar neredeyse durmuştur," dedi.
Demir'in açıklamaları, Türkiye’nin ekonomik durumu ve yabancı yatırım çekme kapasitesinin giderek azaldığına dair kaygıları artırıyor. Siyasi iktidarın uyguladığı politikaların bu süreçte ne kadar etkili olduğu ise tartışma konusu olmaya devam ediyor.