Lermioğlu, Medeni Kanun'un 2002 yılında yapılan değişikliklerle kadınların hak ve kazanımlarının daha da ileriye taşındığını hatırlattı. Aile reisliği yerine eşit yönetimin getirilmesi, kadınların çalışma ve meslek seçiminde erkeğin iznine bağlılığının kaldırılması gibi önemli adımların altını çizdi. Boşanma halinde nafaka yükümlülüğünde mali güç ve kusur oranının esas alınmasının da kadınların lehine olduğunu belirtti.
Son zamanlarda nafaka ve mal rejimi hükümlerinin erkek aleyhine olduğu yönünde bilinçli propagandalar yapıldığını ifade eden Lermioğlu, bu tür söylemlerin kadınların ev içi çalışmalarını ve aile ekonomisine katkılarını görmezden geldiğini söyledi. Kadınların maruz kaldığı ekonomik eşitsizlik ve ekonomik şiddetin de bu propagandalarla örtbas edilmeye çalışıldığını vurguladı.
Anayasanın 10. maddesi uyarınca devletin kadın erkek eşitliğini her alanda hayata geçirmekle yükümlü olduğunu hatırlatan Lermioğlu, kadınların eğitim hakkı eşitsizliği ve ekonomik şiddete maruz kalmasının sona erdirilmesi gerektiğini söyledi. Çalışma hayatında kadın erkek eşitliği sağlandığında kadınların sembolik nafakalara ihtiyaç duymayacağını ve bu yapay mağduriyetin de ortadan kalkacağını ifade etti.
Lermioğlu, "Mücadelemiz; hak ve kazanımlarımızın korunması ile ekonomik eşitliğin sağlanarak kadınların istihdamda hak ettiği yeri ve ev içi emeklerinin karşılığını alabilmesi içindir" dedi.
Denizli Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak, Medeni Kanun'un halen gerici zihniyet tarafından hedef alındığını gördüklerini belirten Lermioğlu, "Hak mücadelemizde geriye bir adım dahi atmayacağımızın bilinmesini istiyoruz" dedi.
Medeni Kanun'un 100. yılını büyük bir onurla kutlayacaklarını ifade eden Lermioğlu, kadınların toplumsal yaşamda hukuki, ekonomik, siyasi alanlardan uzaklaştırılıp geleneksel rollerine çekilmesi için verilen uğraşlara geçit vermeyeceklerini vurguladı.
Devlet erkinin, sosyal eşitlik ilkesinin gerekliliklerini yerine getirmesi gerektiğini söyleyen Lermioğlu, gerici ve hegemonik politikaların sonlandırılması çağrısında bulundu. Kadınların temel insan haklarına yönelik tehditlerin, kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sona erdirilmesi için somut politikalar üretilmesi gerektiğini belirtti.
Lermioğlu, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün halen mücadelemizi aydınlattığı ilkeleri ve asırlık Cumhuriyetimizin kurucu felsefelerine bağlı kalarak; Avukatlık Kanunu uyarınca üstlendiğimiz insan haklarını korumak ve savunmak görev ve yetkisi ile kadın hak ve kazanımlarını korumaya ve geliştirmeye, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanarak toplumun her alanında kadınların eşit haklara sahip olması mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz" dedi.