Bin Sanat'ın Şubat ayı programı kapsamında düzenlenen etkinlik, sanatseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Söyleşide, kültür ve medeniyetin tarihsel süreçteki gelişimi ele alınırken, sanatın bu süreçteki rolü ve önemi vurgulandı. Katılımcıların soruları ve katkılarıyla interaktif bir atmosfere dönüşen etkinlik, hem bilgilendirici hem de keyifli bir deneyim sundu.
"Kültür, Bir Milletin Ruhunu Yansıtır"
Hattat Mahmut Şahin, sanatın ve kültürün bir milletin kimliğini yansıttığını belirterek, "Kültür, bir milletin ruhunu yansıtır. Bizler, geçmişimizi geleceğe taşımakla yükümlüyüz. Sanat, bu yolculukta en etkili araçlardan biridir" dedi. Sanatın toplumsal birleştirici gücüne dikkat çeken Şahin, hüsn-i hat sanatının geçmişten günümüze evrimini de değerlendirerek, "Hattatlık sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Harflerin estetiği, ruhun derinliklerine inmemizi sağlar" ifadelerini kullandı.
"Anadolu'nun Sanatla Daha Fazla Buluşması Gerek"
Hattat Ömer Özgül ise Denizli ve diğer Anadolu illerinin sanatla daha fazla ilgilenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Yüzlerce yılda ecdadımız tarafından ilmek ilmek örülen ve birçok sanat alanında zirveye ulaşmanın nişanını taşıyan bu medeniyetin, korunması ve gelecek nesle sağlıklı aktarılması hayati bir zorunluluktur. Maalesef elimizdeki büyük hazinenin kıymetini bilemiyor ve genç nesile bu kıymeti hakkıyla anlatamıyoruz. İstanbul payitaht idi ve gelenekli sanatlarımızın merkeziydi. Hala merkezi ve maalesef Anadolu bu alanda çok geride kaldı. Son dönemde yaşanan kıpırdanmalar ve İstanbul'a yetişme gayretini desteklemeliyiz. Denizli'nin ve diğer Anadolu illerinin, medeniyetimizin meyvesi olan bu sanatlara daha fazla eğilmesini sağlamalıyız" dedi.