Uzmanlar, depremin çocuklarda güven duygusunu zedelediğini belirterek, duygularını ifade etmelerine alan açılması ve ebeveynlerin sakin tutum sergilemesinin iyileşme sürecinde kritik rol oynadığını vurguluyor.

Depremlerin yalnızca fiziksel yapıları değil, bireylerin ruhsal dünyasını da derinden etkilediği belirtilerek, özellikle çocukların bu süreçte yaşadığı travmanın ciddi sonuçlar doğurabileceği vurgulandı.

Yapılan açıklamalarda, depremlerin çocukların dünyasında sadece bir sarsıntı değil, aynı zamanda temel güven duygusunun zedelenmesi anlamına geldiği ifade edildi. Depremin ardından çocukların oyunlarına, gecelerine ve bedenlerine travmanın yansıyabileceği, bu süreçte ebeveyn tutumunun belirleyici rol üstlendiği kaydedildi.

Uzmanlar, çocukların duygularını bastırmasına değil, ifade etmesine alan açılması gerektiğini belirterek, “Çocuğu susturmayın, ona eşlik edin. ‘Korkmana gerek yok’ demek yerine ‘Evet, çok korkmuştuk ama şimdi birlikteyiz’ gibi güven veren ifadeler kullanılmalı” önerisinde bulundu. Ayrıca sürekli deprem haberlerinin takip edilmesinin kaygıyı artırabileceğine dikkat çekilerek, bilgi almanın yeterli olduğu, aşırı maruziyetin ise psikolojik olarak yıpratıcı olabileceği bildirildi.

Psikolojik tepkiler normal, destek almak önemli

Büyük depremler sonrasında şok, inkâr, yoğun korku, uyku bozuklukları, ani irkilmeler, öfke patlamaları, içe kapanma ve suçluluk gibi çeşitli psikolojik tepkilerin ortaya çıkabileceği, bu durumun travmatik bir olay sonrasında beklenen bir süreç olduğu vurgulandı. Ancak belirtilerin iki haftadan uzun sürmesi veya günlük yaşamı ciddi şekilde etkilemesi halinde profesyonel destek alınmasının önem taşıdığı ifade edildi.

Travma sonrası bireylerde kontrol kaybı hissi yaşanabileceği, bu nedenle küçük adımlarla kontrol duygusunun yeniden kazanılmasının iyileşme sürecinde kritik bir rol oynadığı aktarıldı. Mindfulness temelli gevşeme teknikleri, beden taraması ve nefesle gevşeme egzersizleri gibi yöntemlerin bedensel regülasyonu destekleyebileceği belirtildi.

Depremlerin sadece bireysel değil, aynı zamanda kolektif travmalar olduğu vurgulanarak, bu süreçte küçük toplumsal katkıların psikolojik dayanıklılığı artırabileceği bildirildi.

Çocukların güven duygusunun yeniden inşası önemli

Çocukların deprem sonrası yaşadığı duygusal etkilerin yaşa ve gelişim düzeyine göre değişiklik gösterdiği ifade edilerek, okul öncesi çocuklarda alt ıslatma, parmak emme gibi davranışlar; okul çağındaki çocuklarda baş ve karın ağrısı gibi bedensel yakınmalar; ergenlerde ise sosyal çekilme, duygusal dalgalanmalar ve geleceğe dair kaygıların gözlemlenebileceği bildirildi.

Uzmanlar, çocukların yaşadıklarını oyunlar yoluyla ifade etmelerine imkan tanınmasının önemine dikkat çekerek, temel günlük rutinlerin (yemek, uyku, oyun ve okul gibi) yeniden sağlanmasının güven duygusunu pekiştireceğini belirtti. Ayrıca, bedensel temasın çocuklar için güçlü bir güvenlik hissi oluşturduğu vurgulandı.

Deprem sonrasında çocuklarda yoğun öfke, içe kapanma, okula gitmeyi reddetme, aşırı tetikte olma hali, kalıcı kabuslar ve bedensel şikayetlerin iki haftadan uzun sürmesi halinde mutlaka uzman desteğine başvurulması gerektiği kaydedildi. Çocukların, yaşadıkları olaylardan çok, olaylar sırasında çevrelerinden aldıkları duygusal tonu içselleştirdiği hatırlatılarak, ebeveynlerin sakinliği, dürüstlüğü ve tutarlılığının çocukların içsel güvenini yeniden inşa etmede kilit rol oynadığı belirtildi.

Kaynak: Haber Merkezi