Uzmanlardan Dismorfofobiye Karşı Farkındalık Çağrısı
KFK Ajans - Bireylerin beden algısı bozukluğu olarak bilinen dismorfofobi konusunda bilinçlenmesi ve gerektiğinde profesyonel destek almasının önemine dikkat çeken uzmanlar, bu rahatsızlığın bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebileceğini belirtti. Dismorfofobi, bireyin fiziksel görünümündeki küçük veya fark edilmesi zor kusurları aşırı takıntı hâline getirmesiyle ortaya çıkıyor ve kişinin sosyal, akademik ve iş hayatını olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Beden Algısı ve Psikolojik Etkileri
Beden algısı bozukluğu olarak da adlandırılan dismorfofobi, bireyin dış görünüşüyle ilgili sürekli kaygı duymasına neden oluyor. Bu kişiler, genellikle çevresindeki insanların kendilerini olumsuz değerlendirdiğini düşünerek yoğun kaygı hissediyor. Beden algısı bozukluğu yaşayan bireyler, kendilerini sürekli aynada kontrol etme, görünüşlerini saklama çabası içinde olma veya estetik operasyonlara yönelme gibi davranışlar sergileyebiliyor. Bu durum ise uzun vadede özgüven eksikliği, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlara yol açabiliyor.
Uzman Görüşleri: Bilinçlenmek ve Profesyonel Destek Almak Önemli
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Psikiyatrist Doç. Dr. Gülbin Özdamar Ünal, sağlıklı bir beden algısının bireyin psikolojik iyi oluşu için kritik bir unsur olduğunu belirtti. Ünal, "Dismorfofobiye karşı farkındalık kazanmak, bireylerin kendilerini olduğu gibi kabul etmelerine yardımcı olabilir. Bu tür kaygılarla başa çıkmakta zorlanan bireylerin mutlaka bir uzmana başvurarak profesyonel destek almaları önemlidir. Psikoterapi ve gerektiğinde ilaç tedavisi, dismorfofobiyle mücadelede etkili yöntemler arasında yer alıyor," ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, dismorfofobiye sahip bireylerin genellikle destek almaktan çekindiğini, ancak erken müdahalenin bu rahatsızlığın etkilerini azaltmada önemli rol oynadığını belirtiyor. Bu tür psikolojik rahatsızlıkların toplumda yaygın olduğu, ancak çoğu kişinin bunu fark edemediği veya kabul etmekte zorlandığı vurgulanıyor.
Toplumda Farkındalık Artırılmalı
Uzmanlar, dismorfofobi gibi psikolojik rahatsızlıkların önüne geçebilmek için toplumda farkındalık oluşturulması gerektiğini belirtiyor. Medya, eğitim kurumları ve sağlık kuruluşlarının iş birliği içinde çalışarak beden algısı konusundaki yanlış inanışların düzeltilmesine katkı sağlayabileceği ifade ediliyor. Ayrıca, bireylerin sosyal medyada idealize edilen güzellik algılarından olumsuz etkilenmemeleri için dijital okuryazarlık konusunda bilinçlenmeleri gerektiğine dikkat çekiliyor.
Dismorfofobiyle mücadelede psikolojik destek almanın yanı sıra, bireylerin öz-şefkat geliştirmesi ve gerçekçi beden algısına sahip olması da önem taşıyor. Uzmanlar, bireylerin kendi bedenlerini olduğu gibi kabul etmeleri, olumlu yönlerine odaklanmaları ve başkalarıyla kıyas yapmamaları gerektiğini vurguluyor.
Dismorfofobi Belirtileri Nelerdir?
Psikiyatristler, dismorfofobinin belirtilerini şu şekilde sıralıyor:
-
Fiziksel görünümde var olmayan ya da çok küçük kusurların takıntı hâline getirilmesi
-
Sürekli aynaya bakma veya aynalardan kaçınma
-
Başkalarının dış görünüşüyle ilgili eleştiride bulunacağı endişesi
-
Sürekli estetik operasyonlar veya kozmetik müdahaleler yaptırma isteği
-
Sosyal ortamlardan kaçınma, depresyon ve anksiyete belirtileri
Eğer bireyler bu belirtileri kendilerinde gözlemliyorsa, bir uzmana danışmaları öneriliyor.
Destek Almak İçin Ne Yapılabilir?
Dismorfofobiyle mücadelede psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi yöntemler etkili sonuçlar verebiliyor. Ayrıca, bireylerin kendilerini geliştirmelerine yardımcı olacak destek gruplarına katılmaları da öneriliyor. Psikolojik desteğin yanı sıra, sağlıklı sosyal ilişkiler kurmak, kendine karşı şefkatli olmak ve sosyal medyada maruz kalınan içeriklerin bilinçli bir şekilde filtrelenmesi de bu süreçte yardımcı olabiliyor.
Uzmanlar, beden algısı bozukluğunun yalnızca bireysel bir mesele olmadığını, toplumsal bir bilinç gerektirdiğini vurgulayarak, toplumun bu konuda daha duyarlı olması gerektiğini belirtiyor. Dismorfofobiye dair doğru bilgiye sahip olmak, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde olumlu değişimlerin kapısını aralayabilir.
