Türkiye’nin dört bir yanından 90’ı aşkın Ekoloji Örgütü TBMM’ye seslenerek, “Ticaret Kanunu Değil, Doğayı ve Yaşamımızı Koruyan Gerçek Bir İklim Kanunu İstiyoruz!” dedi.

AKP’nin hazırladığı İklim Kanunu teklifinin doğayı sermayeye açacağını vurgulayan 92 çevre örgütü, şirketlerin çıkarı için hazırlanan ve iklim adaletini gözetmeyen kanunun meşru olamayacağını belirtti.

Ak Parti milletvekilleri tarafından Meclis’e sunulan ve bugün (26 Şubat) Çevre Komisyonu’nda görüşülecek olan İklim Kanunu teklifi tartışmaları da beraberinde getirdi. Ülkenin dört bir yanında ekolojik yıkımlara karşı mücadele eden 90’ı aşkın Ekoloji Örgütü, teklif içeriğinin havayı, toprağı ve suyu pazarlık konusu hâline getirdiğinin altını çizerek, “TBMM’ye sesleniyoruz: Ticaret Kanunu Değil, Doğayı ve Yaşamımızı Koruyan Gerçek Bir İklim Kanunu İstiyoruz!” dedi.

“Gerçek bir İklim Kanunu değil!”

“Toprağı kazma sesleriyle, dereleri beton duvarlarla, ormanları rant projeleriyle boğmak isteyen büyük şirketlerin çıkarları için hazırlanmış bu kanun tasarısını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz” diyen yaşam savunucuları, Türkiye’deki iklim politikalarının doğayı ve toplumu değil, “ticareti” korumak üzerine inşa edildiğini ifade etti. “Ticari kaygılarla yürütülen her yasal değişiklik, şirketlerin dereleri kurutmasına, tarım arazilerini yok etmesine; bölgelerin ormansızlaştırılmasına, soluduğumuz havanın kirletilmesine neden oldu” diyen 70 Ekoloji Örgütü, “İşçiler haklarını alamadı, kadınlar kamusal alanlardan uzaklaştırıldı, çocuklar hasta doğdu, insanlar göçe zorlandı. Yaban hayat yok edildi. Bizler biliyoruz ki ekmeğimizi kursağımızdan alıp özel şirketleri besleyen ve yaşam alanlarımızın karşısına sermayenin kâr odağını yerleştiren bir kanun gerçek bir İklim Kanunu değildir” ifadelerini kullandı.

Hazırlanan İklim Kanunu Teklifinin şirketlerin lehine olduğunu vurgulayan yaşam savunucuları, “Sularımızı, ormanlarımızı, havamızı büyük proje uygulayıcılarının insafına bırakan; bizleri kömürün karasında, altının kâr hırsında, afetlerin gölgesinde yaşamaya mecbur eden bir kanun gerçek bir İklim Kanunu değildir. İklim krizine neden olan tarım, enerji, sanayi ve madencilik politikalarında hiçbir değişiklik getirmeyen, iklim krizinin yol açtığı seller, fırtınalar, yangınlar gibi afetler için hiçbir önlem öngörmeyen, işçilerin haklarını güvence altına almayan, kadınların ve dezavantajlı grupların iklim krizi nedeniyle uğrayabileceği ayrımcılığı gözetmeyen, gençlere güvenceli bir gelecek vadetmeyen ve adalet mekanizmasını halkın talepleri doğrultusunda işletmeyen bir kanun gerçek bir İklim Kanunu değildir” dedi.

“Tamamen şirketlerin çıkarı için hazırlanmış”

Nefes alınabilen ormanların, içebilen berrak suların, sağlıklı ve adil bir dünyanın sorumluluğunu hissettiklerini vurgulayan yaşam savunucuları, “İklim Kanunu tasarısı hazırlık sürecine dahil edilmeyen sesimiz, zeytin ağaçlarımızın kökleri kadar güçlü ve Türkiye’nin dört bir yanından yankılanıyor: Doğa satın alınamaz, yaşam bir ticaret meselesi olamaz. Halkın katılımını içermeyen, tamamen şirketlerin çıkarı için hazırlanmış ve iklim adaletini gözetmeyen bir kanun düzenlemesi bizler için meşru olamaz! Yaşamı, doğayı, iklim adaletini ve insan haklarını savunan, katılımcı bir süreçle hazırlanacak gerçek bir İklim Kanunu istiyoruz! Komisyona sunulan tasarı acilen geri çekilerek, sivil toplum kuruluşlarının ve bilim insanlarının görüş ve önerileri ile bilimi, iklim adaletini ve toplumsal ortak faydayı önceleyen bir perspektife uygun olarak yeniden yazılmalıdır” çağrısında bulundu.

Yaşam alanlarını savunan aktivistler ve sivil toplum kuruluşları, yeni İklim Kanunu tasarısının ekosistemleri ve toplumun geleceğini tehdit ettiğini vurguluyor. change.org adresinde başlatılan kampanyanın açıklamasında, yasal düzenlemenin büyük şirketlerin çıkarları doğrultusunda hazırlandığı, ticari kaygılarla yürütülen her yasal değişikliğin, derelerin kurumasına, tarım arazilerinin yok edilmesine, bölgelerin ormansızlaştırılmasına, havanın kirletilmesine neden olduğu vurgulandı.

“Havamız, suyumuz, toprağımız pazarlık konusu olamaz!”

Solskjaer, Gaziantep FK Maçı Öncesi Kadroyu Belirliyor Solskjaer, Gaziantep FK Maçı Öncesi Kadroyu Belirliyor

92 kurum, söz konusu yasa tasarısının, iklim krizine neden olan tarım, enerji ve madencilik sektörlerinde mevcut politikaları değiştirmediğini, iklim krizinin yol açtığı afetlere karşı önlemler getirmediğini, ayrıca gençlerin gelecek hakkı, işçi hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği ve iklim adaleti konularında hiçbir güvence sunmadığını belirtiyor.

Ekoloji Orgutlerinden Iklim Kanunu Tepkisi1

Ekoloji Orgutlerinden Iklim Kanunu Tepkisi2

Kaynak: Ekoloji Örgütleri

2024 yılında Isparta'da 14 iş cinayeti gerçekleşti! 2024 yılında Isparta'da 14 iş cinayeti gerçekleşti!

Kaynak: Haber Merkezi