Antalya’nın Manavgat ilçesinde 3 yıl önce meydana gelen büyük orman yangınının ardından başlatılan ağaçlandırma çalışmaları meyvelerini vermeye başladı. 28 Temmuz 2021’de çıkan ve rüzgarın etkisiyle geniş bir alana yayılan yangında büyük zarar gören ormanlık alanlar, yeniden doğanın canlı renkleriyle buluştu. Sonbaharın gelmesiyle birlikte, küle dönen bölgelerde sarı, turuncu ve yeşilin göz alıcı tonları hakim oldu.
5 Milyon Fidan Umut Oldu
Yangının ardından Antalya Orman Bölge Müdürlüğü, doğayı yeniden canlandırmak için kapsamlı bir ağaçlandırma kampanyası başlattı. Çalışmalar kapsamında toplam 5 milyon 170 bin fidan dikildi ve 153 bin ton tohum toprakla buluşturuldu. Ayrıca, yangın sonrası hasar gören 30 bin hektar alanda doğal gençleştirme, 14 bin hektarda ise suni gençleştirme çalışmaları yapıldı.
Toprakla buluşturulan fidanlar arasında doğanın çeşitliliğini artıran 255 bin harnup, 220 bin servi, 110 bin zakkum ve 65 bin farklı yapraklı ağaç türü bulunuyor. Ağaçlandırma çalışmalarıyla, sadece bölgenin estetik görünümü değil, aynı zamanda ekosistemi de yeniden güçlendirilmiş oldu.
Sonbahar Güzellikleri Yeniden Canlandı
Manavgat’ın Belenobası Mahallesi ve çevresinde yürütülen çalışmaların sonuçları, sonbahar aylarında daha belirgin hale geldi. Yeşeren ağaçlar ve doğanın renklenmesi, yangın felaketinin izlerini silerken umut verici bir tablo ortaya koydu. Alanın dronla çekilen görüntüleri, doğanın kendini yenileme gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Doğayı Korumanın Önemi
Manavgat orman yangını, Türkiye’nin en büyük çevre felaketlerinden biri olarak kayıtlara geçmişti. Yangın sırasında zarar gören alanların ağaçlandırılması, sadece bölge halkı için değil, Türkiye’nin doğal zenginliklerinin korunması açısından da kritik öneme sahip.
Başlatılan bu örnek çalışma, doğanın kendini yenileyebilmesi için insana düşen sorumluluğun ne kadar büyük olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Manavgat’ın yeniden canlanan ormanları, doğanın güçlü dönüşümünü gözler önüne sererken, aynı zamanda sürdürülebilir çevre çalışmalarının önemini vurguluyor.
Sonbaharın renkleriyle canlanan bu bölgeler, bir felaketin ardından doğaya verilen değerin ne kadar önemli olduğunu somut bir şekilde gösteriyor.