Milattan önce 1. yüzyılın ortalarında Likya Birliği'nin başkenti olarak öne çıkan Patara, zengin tarihi mirası ve birçok medeniyetin izlerini taşıması nedeniyle "medeniyetler beşiği" olarak nitelendirilmektedir. Patara, Likya Birliği'nin 23 kentinden biri olup, antik kalıntılarıyla önemli bir arkeolojik alan olarak ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Patara'nın simge yapılarından biri olan kent kapısı, 19 metre uzunluğu ve 10 metre yüksekliği ile hem estetik hem de işlevsel bir özellik taşımaktadır. Kent kapısının, antik çağda sadece savunma amaçlı değil, aynı zamanda su ile ilgili özel bir işlevi olduğu tespit edilmiştir.
İncelemeler sonucu, milattan sonra 1. yüzyılda inşa edilen su yollarının son halkası olan bu kapının üzerine kurşun borularla çıkarılan suyun, bir yarıktan su perdesi oluşturacak şekilde ortadaki kemerin üzerindeki bir havuza akıtıldığı belirlenmiştir. Bu ilginç uygulama, Roma İmparatorluğu'nun gücünü ve görselliğini sergileme amacı taşıdığı gibi, aynı zamanda görsel bir etki yaratmak için yapılmış bir tür su gösterisi olarak da kabul edilebilir.
Yüzyıllar sonra, Patara kent kapısındaki bu eşsiz su uygulaması yeniden hayata geçirilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 'Geleceğe Miras Projesi' kapsamında gerçekleştirilecek bu yenileme çalışması ile tarihi kapının üzerine su akıtılacak ve antik çağdaki görsel etkinin yeniden ortaya çıkması sağlanacak. Bu proje, hem tarihsel mirası koruma hem de turistlere antik Patara'nın eşsiz atmosferini yaşatma adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Patara'da yapılan bu restorasyon ve yeniden su akıtma çalışmaları, hem arkeolojik açıdan hem de kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması açısından büyük bir öneme sahiptir.
