DENİZLİ HABERLERİ

PAÜ’de Felsefe Buluşmalarının 5’incisi Gerçekleştirildi

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTBF) Felsefe Bölümü’nün hayata geçirdiği “PAÜ’de Felsefe Buluşmaları” serisinin beşincisi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ceyhun Akın Cengiz’in katılımıyla gerçekleştirildi.

Abone Ol

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTBF) Felsefe Bölümü’nün hayata geçirdiği “PAÜ’de Felsefe Buluşmaları” serisinin beşincisi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ceyhun Akın Cengiz’in katılımıyla gerçekleştirildi.

Çağımızın antroposen ve kapitalosen çağı olarak nitelendirebileceğini söyleyerek sözlerine başlayan Ceyhun Akın Cengiz, yaşam ve yıkım kavramları dolayımında ortaya çıkan krizler göz önüne alındığında felsefeciler, akademisyenler ve genel olarak da entelektüellere düşen görevin ne olduğu sorusunun önemli olduğunu vurguladı. Bu bağlamda kriz kavramıyla yüzleşmek gerektiğinin ve bu yüzleşmenin de problemin ne olduğunun ortaya koyulmasıyla olabileceğinin altını çizen Cengiz, iklim krizine de buradan hareketle yaklaşılabileceğini vurguladı. İklim krizinin insanlığa ait bir kriz olduğunu, krizin olumsuz anlamını açık olduğunu ancak Nermi Uygur’dan hareketle söylenecek olursa krizlerin kültür bağlamından kaynaklanan “yaratıcı” etkisi nedeniyle olumlu çıktılarının da olabileceğini belirten Cengiz, buradan hareketle, ilk yazılı eser olan Gılgamış destanının konuyla olan bağıntısını aktardı. Şiir, felsefe ve hakikat arasında kurulan güçlü bağa dikkat çeken ve insanlığın yaşamı, varlığı, doğayı-kendisini nasıl algıladığına dair, insanın doğayla olan mücadelesine dair Gılgamış destanın güçlü bir anlatı sunduğunu söyleyen Cengiz, konuşmasının devamında destanın temel niteliklerine değindi. Gılgamış destanın temel motiflerinin ölümsüzlüğün aranışı, iktidar ve güç ilişkileri, sonsuza ulaşma çabası, uygar-olan ve uygar-olmayan, insan ve doğa gibi kavram ve ilişkilerden oluştuğunun altını çizen Cengiz, özetle, destanın “kültür” kavramıyla olan kurduğu güçlü bağa insan-insan, insan-doğa mücadelelerini anlamak bakımından önemine dikkat çekti. Günümüzle kurduğu güçlü bağda, Gılgamış destanının, “İnsan için her şey mübahtır” sözünün referans noktalarından biri olabileceğini; bununla birlikte, her şeye rağmen kültürün hem bu kriz durumuyla hem de kurtuluş durumuyla ilgi içinde olduğunu belirten Cengiz, konuşmasını kendi kültürümüzde de izleri bulunan kültürün krizlerden kurtarıcı söylemlerini dile getirerek sonlandırdı.