Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), reeskont ve avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranlarını belirledi. TCMB’nin Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğiyle, vadesine en fazla 3 ay kalan senetler karşılığında yapılacak reeskont işlemlerinde yıllık faiz oranı yüzde 48,25 olarak tespit edildi. Aynı şekilde, avans işlemleri için belirlenen faiz oranı ise yıllık yüzde 49,25 olarak belirlendi.
Bu faiz oranları, Merkez Bankası’nın piyasaya likidite sağlamada kullandığı önemli araçlardan biri olan reeskont ve avans işlemlerinin koşullarını belirliyor. Reeskont işlemleri, ticari bankaların ellerindeki senetleri TCMB’ye satarak likidite sağlamaları için kullandıkları bir yöntemken, avans işlemleri ise bankaların kısa vadeli finansman ihtiyaçlarını karşılamada başvurdukları bir başka araç. Bu faiz oranları, bankaların bu işlemleri yaparken karşılaşacakları maliyeti doğrudan etkiliyor ve dolayısıyla ekonomik aktiviteyi yönlendiren bir faktör haline geliyor.
Faiz oranlarının bu seviyede belirlenmesi, Türk ekonomisinin mevcut koşulları ve enflasyon hedeflemeleri göz önünde bulundurularak alındı. Özellikle yüksek enflasyon ortamında TCMB’nin faiz oranlarını bu seviyelerde tutması, enflasyonla mücadeleye ve finansal istikrarın sağlanmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Faiz oranlarının bu seviyelerde tutulması, döviz kuru üzerindeki baskıların azaltılmasına da yardımcı olabilecek bir adım olarak görülüyor.
Ekonomistlere göre, TCMB’nin aldığı bu karar, bankaların kredi verme iştahını ve piyasa likiditesini de etkileyebilir. Öte yandan, reeskont ve avans işlemlerinde uygulanan faiz oranları, bankaların genel kredi faiz oranlarına da dolaylı olarak etki edebileceği için, tüketici kredileri ve ticari krediler gibi kredi maliyetlerini artırabilir. Bununla birlikte, bu faiz oranlarının uygulamaya girmesiyle birlikte piyasalarda yeni bir ekonomik denge arayışına girileceği öngörülüyor.
TCMB’nin açıklamaları, yılsonu enflasyon beklentileri ve döviz kurları üzerinde de etkili olabilir. Uygulanan faiz oranları, ekonomik istikrarı sağlama ve enflasyonla mücadele kapsamında önemli bir adım olarak görülüyor. Bu karar, yıl sonu enflasyon hedeflemesi ve maliye politikalarının oluşturulmasında belirleyici bir rol oynayacak gibi görünüyor.
