TİP Burdur İl Başkanlığı, taşımalı eğitimin iptaline karşı Cumhuriyet Parkı'nda basın açıklaması yaptı. İl Başkanı Kadir Durmuş, "Eğitim hakkı gasp ediliyor, çocuklarımız cemaatlere teslim ediliyor" dedi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Burdur İl Başkanlığı, taşımalı eğitim hakkının iptal edilmesine yönelik bir basın açıklaması düzenledi. Cumhuriyet Parkı önünde yapılan açıklamada, taşımalı eğitim hakkının yasal bir hak olduğu vurgulanırken, “Tarikatlara değil, eğitime bütçe” ve “Ulaşım hakkı, eğitim hakkıdır” sloganları atıldı. Etkinlikte "Laik ve bilimsel eğitim için mücadele" mesajı taşıyan pankartlar açıldı.
Basın açıklamasında konuşan TİP Burdur İl Başkanı Kadir Durmuş, taşımalı eğitimin iptaliyle çocukların mağdur edildiğini belirtti. Durmuş, "2024-2025 eğitim-öğretim yılında ortaöğretim çağındaki öğrencilerin taşımalı eğitim hakkı, tasarruf tedbirleri bahanesiyle ellerinden alınmıştır. Bu durum, çocuklarımızın imam hatip pansiyonlarına ve cemaat yurtlarına yönlendirilmesiyle sonuçlanmıştır" dedi.
Durmuş, çocukların bu yurtlarda baskı altında tutulduğunu ve eğitimin bilimsel ve laik çizgiden uzaklaştırıldığını ifade ederek, Millî Eğitim Bakanlığı ve Burdur İl Millî Eğitim Müdürlüğü'ne şu çağrıda bulundu: "Taşımalı eğitim hakkı derhal geri verilmeli, çocuklarımız cemaat ve tarikatların insafına bırakılmamalıdır. Eğitim hakkını gasp eden bu düzenlemeye karşı mücadelemizi sürdüreceğiz."
Başkan Durmuş, tasarruf gerekçesinin samimi olmadığını, bu durumun siyasi bir planın parçası olduğunu savundu ve velilere seslenerek, “Çocuklarımızın geleceği için karanlığa karşı omuz omuza mücadele etmek zorundayız” şeklinde birlik çağrısında bulundu.
Türkiye İşçi Partisi, eğitimde yaşanan bu durumun sadece Burdur'da değil, Türkiye genelinde benzer mağduriyetlere yol açtığını belirterek, bilimsel ve laik eğitimin korunması için mücadele edeceklerini vurguladı.
Başkan Durmuş’un şöyle konuştu: “Tüm Türkiye’de uygulanan ve benzer örneklerinin her yerde yaşandığını bildiğimiz taşımalı eğitime son verilmesiyle yaşanan hak mahrumiyetleri, Burdur’da da çocuklarımızı mağdur etmiştir. 2024-2025 eğitim-öğretim yılında, ortaöğretim çağındaki çocuklarımızın yıllardır uygulanan taşımalı eğitimleri, tasarruf tedbirleri bahanesiyle iptal edilmiştir. Taşımalı eğitimi iptal edilen çocuklarımıza, Burdur’daki ortaöğretim pansiyonlarında kalmaları teklif edilmiş ve okula ulaşımlarını özel servislerle sağlayamayan çocuklara, dilerlerse okulların pansiyonlarında kalabilecekleri söylenmiştir. Ancak bu yönlendirmeye rağmen, pansiyon talebinde bulunan öğrenciler, diğer okul pansiyonlarının dolu olduğu gerekçe gösterilerek imam hatip pansiyonlarına mecbur bırakılmışlardır.
İmam hatip pansiyonlarındaki çocuk yaştaki öğrenciler ise sabah namazına zorla kaldırılmakta, fiili ve psikolojik baskılara maruz kalmaktadır. Bu duruma itiraz eden özellikle kız çocuklarına ise hiçbir şekilde çekinmeden ve açıkça, “Cemaatler tarafından işletilen yurtlar var, onlar da ücretsiz, hem orada daha rahat edersin denilmiştir.
Millî Eğitim Bakanlığı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve cemaatlerin oluşturduğu bu üçlü tezgâh ile çocuklarımız cemaatlerin eline teslim edilmektedir. Ortaöğretim pansiyonlarının şu anda var olan öğrenci kapasitesi sorgulandığında, çoğunun boş olduğu, imam hatip pansiyonlarının da dolu olduğu görülecektir. Kapatılan köy okulları yetmiyormuş gibi, öğrencilerin merkez okullara ulaşım hakları da ellerinden alınmıştır. Bu da tam olarak eğitim hakkının gasp edilmesi anlamına gelmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığına ve Burdur ll Milli Eğitim Müdürlüğüne çağrımızdır iptal edilen taşımalı eğitim ulaşım hakları derhal çocuklarımıza geri verilmelidir. Millî Eğitim Bakanlığı, FETÖ’den sonra devlet kurumlarında boş kalan kadrolara yerleştirdikleri cemaat ve tarikatların kucağına yönlendirdikleri çocuklarımızı yeni insan kaynağı olarak görmektedir. Destekçileri ve insan kaynağı azalan AKP, devlet kaynaklarıyla holdingleştirdikleri tarikatlar eliyle şimdi de aydınlık geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza göz dikmiş, karanlık hayatlarına çocuklarımızı da ortak etmeye yemin etmişlerdir. Niyetlerini biliyoruz! Tasarruf tedbirleri bahanedir! Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluklarının yaşandığı, kendi bakanlığını dolandıran bakanından tutun da bebeklerimizi gözlerini bile kırpmadan para için öldürebilen bir çeteyi ve benzerlerini bağrından çıkartmış bir iktidarla karşı karşıyayız. Laik ve bilimsel eğitimi bitirmeye yemin etmiş bir iktidarın karşısına, çocuklarımız ve geleceğimiz için çıkmak zorundayız. Buradan, taşımalı eğitim hakları ellerinden alınan çocuklarımızın velilerine ve aydınlık güzel günler için mücadele eden tüm muhalif güçlere çağrımızdır: Bunlarla baş etmek için omuz omuza birlikte mücadele etmek ve çocuklarımızı hayat belirtisi taşımayan karanlık, sapkın insanlardan korumak zorundayız.”