Türkiye’de yoksulluğun derinleşmesiyle birlikte, emeklilik yaşına gelmiş bireyler geçimlerini sağlamak için çalışmak zorunda kalıyor. Ekim ayının başından bu yana, 55-79 yaş aralığında olan emeklilik çağındaki en az 20 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye'deki emekli sayısı 16 milyona ulaşırken, bu kişilerin büyük bir kısmı yoksullukla mücadele ediyor. Emeklilik çağında olmasına rağmen hala çalışmak zorunda kalan işçilerin sayısı her geçen gün artarken, İŞİG’in yayımladığı verilere göre, Ekim ayında 164 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
Verilere göre, Ekim ayında ölen işçilerin 40'ı 50-64 yaş arasında yer alırken, 9 işçi ise 65 yaşın üzerindeydi. Emekliler Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Mahinur Şahbaz, bu durumu, “Bu yıl için ilan edilen ‘emekliler yılı’ maalesef ‘emeklilere eziyet yılı’ oldu” şeklinde değerlendirdi. Şahbaz, emeklilerin mevcut durumunun, Türkiye’deki gelir dağılımındaki adaletsizliğin bir yansıması olduğunu ve emeklilerin çalışmaya mecbur kalmayacak düzeyde emekli aylığı ve sosyal güvencelerle desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Emeklilerin Yoksullukla Mücadelesi
Emekli sayısının 16 milyona ulaşmasıyla birlikte, bu kişilerin 13 milyonunun yoksulluk sınırının altında olduğu ve temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olduğu belirtiliyor. Ayrıca, 65 yaş ve üzerindeki bireylerin yüzde 60'ının çalıştığı ve bu gruptaki kişilerin yüzde 25'lik en düşük gelir diliminde yer aldığı ifade ediliyor. Mahinur Şahbaz, 65 yaş üzeri çalışanların, emeklilik yaşına gelmiş işçilerin yüzde 11'ini oluşturduğunu belirtti. 2020'den bu yana, ölen her beş işçiden birinin emeklilik çağında çalışırken yaşamını yitirdiğini aktaran Şahbaz, emeklilerin yüzde 82,7’sinin aylıklarının yetersiz olduğunu ve yüzde 55,6’sının kredi borçları bulunduğunu belirtti.
Sosyal Güvenlik Reformlarının Etkisi
2000 yılından itibaren uygulamaya konan sosyal güvenlik reformlarının emeklileri sistemli bir şekilde yoksullaştırdığı ifade ediliyor. Emeklilerin maddi zorluklarla başa çıkabilmesi için daha adil bir gelir dağılımı ve yeterli sosyal güvence sağlanması gerektiği vurgulanıyor. Şahbaz, emeklilerin mevcut durumunun, Türkiye'deki adaletsiz gelir dağılımının bir örneği olduğunu ve emeklilerin yaşamlarını sürdürebilecek düzeyde bir emekli aylığı alması gerektiğini dile getirdi.
Emeklilerin çalışma zorunluluğu, sadece bireylerin değil, toplumun da ekonomik açıdan daha fazla zorlanmasına neden oluyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin raporları, emeklilerin hayatlarını tehlikeye atarak çalışmasının sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir sorun olduğunu ortaya koyuyor.