Türkiye konut piyasası, yılın ikinci yarısında belirgin bir hareketlenme yaşasa da, yeni konut inşası için alınan ruhsatların azalması ve ikinci eldeki konut stoklarının erimesi, endişe verici bir tablo oluşturuyor. Özellikle son aylarda konuta olan talebin canlanması ile satışların artması, ilan sayısında belirgin bir düşüşe yol açtı. Yaşanan bu arz sıkıntısının, 2025 yılı itibarıyla konut fiyatlarında önemli artışlara neden olabileceği belirtiliyor.

Son veriler, Türkiye'de konut satışlarının Temmuz ayında başlayan bir talep artışıyla, Ağustos ve Eylül aylarında da devam ettiğini ortaya koyuyor. Yapılan kampanyalar ve indirimlerin etkisiyle, 9 aylık konut satışı bir önceki yılın aynı dönemine göre %5.2 oranında artarak 947 bin adeti aştı. Bu artış, konut alıcılarının farklı yatırım araçlarından gayrimenkule yönelmesi ile de ilişkilendiriliyor.

Ancak, bu artışa rağmen satılık konut ilan sayısının azalması dikkat çekiyor. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) ve emlak ilan sitesi sahibinden.com'un Ekim ayı raporuna göre, Eylül ayında satılık konut ilan sayısı ülke genelinde %5.1 oranında azalarak 815.839’a düştü. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde de benzer düşüşler gözlemlendi. Bu durum, talep artışı ile birlikte mevcut konut stoklarının hızla eridiğini gösteriyor.

Üretimde Düşüş ve Gelecek Tehditleri

Ancak konut satışlarındaki artış, üretim kısmında yaşanan düşüşü telafi edemiyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülke genelinde ikinci çeyrekte yapı ruhsatı verilen bina sayısı %22.7, daire sayısı %28.9 ve yüzölçümü %30.9 oranında azaldı. İkinci çeyrekte inşası için ruhsat verilen bina sayısı 24 bin 82, daire sayısı ise 137 bin 210 olarak kaydedildi. Bu veriler, 2009'dan sonra kaydedilen en düşük ikinci çeyrek verisi olarak dikkat çekiyor.

Sektör uzmanları, Türkiye'de her yıl 800-850 bin yeni konuta ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Ancak bu yılın ilk yarısında ruhsat alınan daire sayısının yaklaşık 314 bin olduğu, bunun da ihtiyaçların gerisinde kaldığı ifade ediliyor. Ruhsat alımının hemen inşaatın başlamasını sağlamadığı ve tamamlanmasının ortalama 1.5-2 yıl sürdüğü göz önüne alındığında, konut arzındaki bu açık daha da büyüyecek gibi görünüyor.

Arsa Maliyetleri ve Erişilebilir Konut Üretimi

Yeni Binalara Yeşil Sertifika Zorunluluğu Geliyor Yeni Binalara Yeşil Sertifika Zorunluluğu Geliyor

Uzmanlar, arzın azalmasının kiralar ve konut fiyatları üzerinde baskı oluşturacağını ve bu durumun 2025 yılında daha belirgin hale geleceğini vurguluyor. Yeni konut üretimindeki düşüşün, bir süre ikinci el satışlarla telafi edilebileceği ancak artık bu stokların da zayıfladığı ifade ediliyor. Bu nedenle, üretimi hızlandıracak adımlar atılması gerektiği önemle dile getiriliyor.

Arsa maliyetlerinin yüksekliği, konut ihtiyacı olan kesime uygun fiyatlı konut üretimini engelliyor. Sektör temsilcileri, kamuya ait arsalarda kamu-özel sektör işbirliği ile erişilebilir konut üretimi yapılmasını talep ediyor. Bu yaklaşım, uygun fiyatlı konutların, sosyal kiralık konutların ve dönüşüme girecek konutların inşası için önemli bir fırsat sunuyor. Son iki yıldır gündemde olan bu öneri için sektör dernekleri ile kamu yetkilileri arasında görüşmeler devam ediyor.

Sonuç olarak, konut piyasasında yaşanan bu dengesizlikler, hem tüketicileri hem de yatırımcıları olumsuz etkileyebilir. Uzmanların önerileri doğrultusunda atılacak adımlar, gelecekte yaşanabilecek krizlerin önüne geçebilir ve konut ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlayabilir.

Kaynak: KFK Ajans