Petrol fiyatları, geçen hafta yaşadığı yüzde 3,8'lik düşüşün ardından haftanın ilk işlem gününde yeniden yükselmeye başladı. Bu hareket, Çin’deki zayıf talep ve küresel arz fazlası endişelerinin etkisiyle oluşan olumsuz görünümün ardından geldi. Dünya genelinde en büyük ham petrol ithalatçısı olan Çin’in talep zayıflığı, ham petrol fiyatlarının gerilemesine neden olmuştu. Bununla birlikte, petrol piyasasındaki dalgalı seyir, özellikle Orta Doğu’daki jeopolitik gerilimler ve üretim seviyelerine dair belirsizliklerle şekillenmeye devam ediyor.

Brent petrolünün fiyatı, hafta başında varil başına 71 doların üzerine çıkarak yeniden yükselme sinyalleri verdi. Aynı dönemde ABD ham petrolü de 68 dolar civarında işlem görmekte. Geçen hafta yaşanan düşüşün ardından gelen bu yükseliş, yatırımcıların kısa vadede fiyatların daha fazla düşmeyeceği beklentisiyle hareket etmelerini sağladı. Petrol fiyatlarındaki bu dalgalanma, özellikle gelişen piyasalarda ekonomik büyüme beklentileri ve enerji talebine dair iyimserliğin giderek zayıflamasıyla tetiklendi.

Çin’deki zayıf talep, sadece petrol fiyatlarını değil, aynı zamanda global arz talep dengesini de etkiliyor. Özellikle Angola gibi önemli petrol üreticilerinin Aralık ayında satışlarını etkilemesi bekleniyor. Çin’in enerji tüketimi, bu yılın üçüncü çeyreğinde oldukça yavaşladı ve bu da dünya çapında petrol fiyatlarının baskı altında kalmasına yol açtı. Çin'in enerji sektöründe yaşanan bu daralma, hem ülkenin iç talebini hem de dünya genelindeki arz-talep dengesini olumsuz yönde etkiliyor.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve diğer piyasa analistleri, 2024 ve sonrasında küresel ölçekte büyük bir arz fazlası yaşanabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Bu durum, özellikle OPEC+ ülkelerinin üretim hedeflerini korumaya devam etmesiyle daha da belirginleşebilir. Ancak analistler, petrol fiyatlarının düşüşünü sınırlayan ana faktörlerin başında, Orta Doğu’daki jeopolitik gerginlikler ve üretim kesintileri ile ilgili endişelerin geldiğini belirtiyor. Bu bölgedeki her türlü çatışma, arzda kesintilere yol açabileceği için fiyatların yeniden yükselmesine neden olabiliyor.

Petrol fiyatları, Ekim ortasından bu yana kazançlar ve kayıplar arasında gidip gelirken, piyasa katılımcıları Çin ekonomisinin geleceği konusunda endişe duymaya devam ediyor. IG Asia Pte. Ltd. piyasa stratejisti Jun Rong Yeap, petrol fiyatlarının yükselmesi için çok fazla yükseliş katalizörü olmadığını belirtti. "Piyasa katılımcıları, ABD ve OPEC+’dan daha yüksek arz beklentileri ve Çin ekonomisinin görünümü konusunda hala endişe duymaya devam ediyor. Çin’in düşük talebi, arz fazlası beklentilerini güçlendiriyor ve bu durum petrol fiyatları üzerinde baskı yaratıyor" dedi.

Öte yandan, petrol fiyatlarındaki artış, ABD ve OPEC ülkelerinin üretim seviyelerindeki değişikliklere bağlı olarak dalgalanabilir. Analistler, OPEC+’ın üretim hedeflerini sürdürülebilir kılması durumunda, petrol fiyatlarının stabil kalacağını ancak herhangi bir üretim kesintisi veya arz sıkıntısı yaşanması durumunda fiyatların hızla yükselebileceğini belirtiyorlar. Ayrıca, Orta Doğu'daki çatışmalar, petrol arzını tehdit edebileceği için fiyatlar üzerinde etkili olabilir.

Ekonomide Trump Endişesi Başgösterdi Ekonomide Trump Endişesi Başgösterdi

Sonuç olarak, petrol piyasasında yaşanan bu dalgalanmanın, küresel arz ve talep dengeleriyle birlikte jeopolitik faktörlere de bağlı olduğu görülüyor. Hem Çin’deki zayıf talep hem de arz fazlası endişeleri, petrol fiyatlarını baskı altına alırken, Orta Doğu'daki olası gelişmeler ise fiyatları yükseltme potansiyeline sahip. Yatırımcılar, özellikle bu belirsizliklerle şekillenen piyasa koşullarında, petrol fiyatlarının kısa vadede daha fazla artabileceği beklentisiyle hareket etmeye devam ediyor.

Kaynak: KFK Ajans