Altın, değer kazandığı bir süreçten sonra bir miktar değer kaybetti. Ancak, bu düşüş kısa vadede sürpriz değil, çünkü altın daha önce agresif bir şekilde yükseldi. 2024 yılı için belirlenen tahminlere göre ons altın 2.600 - 3.000 dolar arasında hareket edebilir. Ancak, geçen hafta 2.790 dolar seviyesine kadar yükselen altın fiyatları, tarım dışı istihdam verileri ve ABD'deki ekonomik verilerin etkisiyle önemli bir artış gördü. Bugün ise 2.700 dolar seviyesine kadar gerileyen altın, yaklaşık 90 dolar bir kayıp yaşadı.
Altının daha fazla düşme olasılığı bulunuyor!
Bu düşüşün başlıca sebeplerinden biri, ABD seçim sonuçları ve dolar endeksinin 105 seviyelerine kadar çıkması. Bu durum, altının beklenen düşüşünü hızlandırmış olsa da, hala daha fazla gerileme olasılığı bulunuyor. Teknik olarak, 2.680 - 2.650 dolar seviyelerinin destek bölgeleri olarak öngörülüyor. Ayrıca, ABD Merkez Bankası'nın faiz kararı beklentisi de altın fiyatları üzerinde etkili olacak. Eğer faiz indirimi süreci devam ederse, ons altındaki düşüşler devam edebilir.
Gram altın tarafındaki durum ise biraz farklı
Türkiye'deki dolar kurunun stabil kalması, gram altın fiyatlarını etkiliyor. Son haftalarda gram altın 3.100 TL seviyesinin altına sarktı ve 3.100 TL civarındaki seviyeler alım için uygun olabilir. Yıl sonu beklentisi ise gram altının 3.000 - 3.500 TL aralığına kadar yükselmesi yönünde. Bu nedenle, gram altın yatırımcılarının alım yapması gerektiğini düşünüyorum.
Gümüş fiyatlarına da bakacak olursak, son dönemde yaşanan düşüşler de sürpriz değil. Altın-gümüş oranı 78-85 seviyelerine kadar gerileyince, gümüşte de önemli bir fiyat düşüşü yaşandı. Gümüş fiyatı, 35 dolardan 31,5 dolara geriledi. Gümüşün, endüstriyel metal olmasından dolayı uzun vadede potansiyel taşıdığı ve 2025 yılı için pozitif beklentilerim olduğu kanaatindeyim. Gümüş, altından daha fazla kazandırabilir ve endüstriyel talep, özellikle Çin'in alımlarıyla birlikte gümüşün değerini artırabilir. Kısa vadeli yatırımcıların sabırlı olması gerekse de, uzun vadede gümüşün kazandırmaya devam edeceğini düşünüyorum.
Altın sertifikalarına, yani Borsa İstanbul'da işlem gören altın S1 gibi ürünlere olan talep de oldukça yüksek. Ancak, bu sertifikaların fiyatlarıyla fiziki altın fiyatları arasında zaman zaman farklılıklar olabiliyor. Bu makas farkı yatırımcıyı rahatsız edebilir. Bununla birlikte, altın sertifikaları, yatırımcılara fiziki teslimat imkânı sunarak iyi bir alternatif oluşturuyor. Ancak, son birkaç ayda makas aralıklarının yatırımcıyı üzdüğü bir gerçek. Makasların normalleşmesiyle bu platformlara olan talep artabilir.
Türkiye'deki altın piyasasında ise önemli sorunlar var. Birincisi, bankaların alım-satım makas aralıklarının yüksek olması. Bu durum, vatandaşları daha fazla yastık altı altına yönlendiriyor ve ekonomi açısından olumsuz etkiler yaratıyor. Ayrıca, Türkiye’nin en pahalı altın alan ülke olması, özellikle ithalat yasağı nedeniyle yüksek işçilik ücretlerinin oluşması, altın fiyatlarında ekstra maliyetler yaratıyor. Eğer ithalat yasağı kalkarsa, gram altın fiyatlarında yaklaşık 200 TL'lik bir düşüş görülebilir.
Altın ithalat yasağının kalkması, Türkiye'nin dışarıya olan altın taleplerini de etkilemiş durumda. İthalat yasağı yüzünden Türk kuyumcuları, üretim yapamadıkları için başka ülkelere yöneliyorlar. Sonuç olarak, ithalat yasağı ve altın işçilik maliyetleri Türkiye'de altın sektörünü ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Yabancı yatırımcılar, yüksek işçilik maliyetleri nedeniyle Türkiye'den altın alımını cazip bulmuyorlar.
Veriler: https://bigpara.hurriyet.com.tr/altin/