2014 yılında başlatılan araştırmalar, bu görünmeyen gezegenin Dünya’dan 5-7 kat daha büyük olabileceğini ve Kuiper Kuşağı’ndaki nesneleri etkileyebileceğini öne sürüyor. Bu keşif, Güneş Sistemi’ndeki gizli yapıları keşfetme çabalarının bir parçası olarak, "Dokuzuncu Gezegen" ya da "X Gezegeni" olarak biliniyor. CNN'e göre, bu gezegenin varlığı doğrulanırsa, gezegen sistemleri anlayışımızı köklü bir şekilde değiştirebilir.
Araştırmalar, 2014 yılında gökbilimciler Scott Sheppard ve Chadwick Trujillo’nun Neptün’ün ötesindeki bazı nesnelerin yörüngelerinde alışılmadık desenler fark etmesiyle başladı. Kuiper Kuşağı’ndaki bu buzlu cisimler, görünmeyen büyük bir gezegenin etkisi altında gibi görünüyordu. Kuiper Kuşağı, Güneş Sistemi’nin oluşumundan kalan buzlu cisimlerin oluşturduğu geniş bir bölge olup, Neptün’ün çok ötesine uzanır ve Plüton gibi cüce gezegenlere ev sahipliği yapar.
Gökbilimciler, Dokuzuncu Gezegen’in Dünya’dan 5-7 kat daha büyük olabileceğini ve Güneş’ten 200 kat daha uzakta yer aldığını düşünüyorlar. Bu gezegenin, Güneş etrafındaki yörüngesini 10.000 ila 20.000 yılda tamamladığı öngörülüyor. Her ne kadar doğrudan gözlemlenemese de, varlığı yakınlardaki nesnelerin hareketlerinden çıkarılabiliyor.
Bu gizemli gezegenin araştırılmasına Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nde gezegen bilimi profesörleri olan Konstantin Batygin ve Mike Brown liderlik ediyor. Brown, Plüton’un cüce gezegen olarak yeniden sınıflandırılmasındaki rolüyle tanınıyor ve Dokuzuncu Gezegen’i bulmanın büyük bir bilimsel atılım olacağını belirtiyor. Sheppard ve Trujillo’nun bulgularından ilham alarak, 2014’ten bu yana teori üzerinde çalıştıklarını belirten Brown, "Neptün ötesi bir gezegene dair kanıtlar olduğunu konuşacağımı hiç düşünmezdim, ancak bu kez haklı olduğumuza inanıyorum" diyor.
Ancak, bu araştırmalar şüpheyle karşılanıyor. Yale Üniversitesi’nde astronomi profesörü olan Malena Rice, bilim camiasında bu konuda çeşitli tartışmaların yaşandığını belirtiyor. Bazı araştırmacılar, Dokuzuncu Gezegen’in varlığına ikna olmuşken, diğerleri hala şüpheci yaklaşımını sürdürüyor. Daha önce trans-Neptün gezegenleriyle ilgili yapılan pek çok tahminin başarısız olduğu da düşünülüyor.
