Çin Merkez Bankası (PBOC), piyasa beklentilerine paralel olarak faiz oranını değiştirmedi. Merkez Bankası, ekonomiyi desteklemek amacıyla uyguladığı para politikası çerçevesinde, bir yıllık orta vadeli kredi imkanının faiz oranını yüzde 2'de sabit tutma kararını aldı. Bu adım, Çin ekonomisinin içinde bulunduğu durumu dikkatle değerlendiren bir yaklaşım olarak yorumlandı.
Ayrıca, PBOC, son yılların en yüksek parasal çekişini gerçekleştirerek piyasadan net 1,15 trilyon yuan (yaklaşık 158 milyar dolar) çekti. Bu miktar, 2014 yılından bu yana uygulanan en yüksek parasal sıkılaştırma operasyonunu işaret ediyor. PBOC'nin bu adımı, finansal sisteme likidite sağlamaya devam ederken, aynı zamanda piyasada istikrarlı bir denetim sağlama amacını taşıyor.
Çin Merkez Bankası'nın bu duruşu, bir yandan iç ekonomik koşulların yönetilmesine odaklanırken, diğer yandan uluslararası riskler ve özellikle ABD ile olası ticaret gerginlikleri öncesinde daha dikkatli bir yaklaşımı işaret ediyor. Çinli yetkililer, Trump'un seçim vaatleri arasında yer alan ek gümrük vergileri konusunda adım atmadan önce, sabırlı bir tutum sergilemeyi tercih etti.
Son dönemde, Çin hükümeti tarafından yapılan açıklamalarda, ekonomiyi desteklemek için daha proaktif mali araçların kullanılacağı belirtilmişti. Ancak, merkez bankası şu ana kadar somut bir teşvik önlemi açıklamaktan kaçındı ve faiz oranları konusunda herhangi bir değişiklik yapmadı. Citic Securities Co.'nun baş ekonomisti Ming Ming, 2025'te faiz oranlarında 40-50 baz puanlık bir indirimin olabileceğini öngördüklerini belirtti.
Çin Merkez Bankası, son aylarda Orta Vadeli Kredi İmkanı (MLF) aracını ana politika aracı olarak kullanmayı azaltırken, piyasa borçlanma maliyetlerini yönlendirmek amacıyla yedi günlük ters repo oranına odaklandı. Bu oran, Eylül ayında yapılan 20 baz puanlık indirimden sonra değişmedi. PBOC'nin, faiz indirimlerine yönelik olasılıkları 2025 yılına taşımayı planladığı belirtiliyor.
Çin Merkez Bankası'nın son hamleleri, 2024 yılı sonunda ekonomik toparlanma beklentileriyle birlikte piyasalarda yeni bir ivme yaratabilir. Ancak, dünya genelindeki ekonomik belirsizlikler ve özellikle ABD'nin ekonomi politikalarındaki değişiklikler, Çin’in alacağı kararları etkileyebilecek faktörler arasında öne çıkıyor. Piyasalar, Çin’in gelecekteki adımlarını dikkatle izleyecek ve özellikle faiz indirimlerine yönelik yeni sinyaller bekleyecek.
