Fransa ekonomisi son dönemde ciddi bir belirsizlik içinde. Ülkedeki borçlanma maliyetleri, kemer sıkma bütçesiyle ilgili bir anlaşmazlık yüzünden Perşembe günü kısa bir süreliğine Yunanistan'ın tahvil faizlerini aştı. Bu gelişme, yatırımcıları endişelendirdi ve Fransa'nın ekonomik geleceğine dair soru işaretlerini arttırdı. 10 yıllık Fransız tahvil getirileri, erken işlemler sırasında yüzde 3,022'ye kadar yükseldi ve Yunanistan’ın faiz oranlarını geçerek, 3,013 seviyesini biraz geride bıraktı. Ancak, daha sonra Fransa’nın tahvil faizi yüzde 2,978’e geriledi ve Yunanistan’ınki ise yüzde 2,987 oldu. Bu durum, Fransa’nın borçlanma maliyetlerinin Yunanistan’dan daha yüksek olduğu bir durumu yansıttı. Yunanistan, daha önce Euro Bölgesi borç krizinin tam merkezinde yer almıştı.
Fransa Maliye Bakanı Antoine Armand, Perşembe günü yaptığı açıklamada, muhalefet partilerine uyarıda bulundu. Bakan, Fransa’nın önünde iki seçenek olduğunu belirtti: “Ya sorumlu davranıp bütçeyi iyileştirmek için birlikte çalışacağız, ya da belirsizliğe ve mali bilinmezliğe yol açacak başka bir yol seçilecektir” dedi. Bu açıklama, Fransa’nın bütçe politikalarının ülkenin ekonomik gidişatında önemli bir dönemeç olduğunu gösteriyor.
Bütçe ve Hükümetin Geleceği
Fransa Başbakanı Michel Barnier’in hükümeti, 60 milyar euroluk vergi artışı ve harcama kesintilerini içeren bir bütçe tasarısını Ulusal Meclis’te geçirmek üzere çalışıyor. Ancak, hükümetin yeterli oy desteğine sahip olmaması nedeniyle, bu bütçeyi geçirebilmek için anayasal bir mekanizma kullanarak milletvekillerini geçersiz kılmak zorunda kalabilir. Bu da muhalefetin hükümete karşı bir güvensizlik oyu vermesine yol açabilir.
Fransa’da hükümetin geleceği, aşırı sağcı Rassemblement National (RN) partisinin lideri Marine Le Pen’in elinde. Le Pen, elektrik vergilerinin arttırılmaması ve ilaç ile doktor ziyaretleri için yapılan geri ödemelerin kesilmemesi gibi taleplerinin yerine getirilmemesi durumunda, hükümet karşıtı bir tutum alacaklarını açıkladı. Barnier ve Le Pen’in yardımcıları, son günlerde özel olarak görüşmelerde bulunmuştu. Armand, hükümetin mali piyasalarda oluşabilecek "fırtınadan kaçınmak için taviz vermeye hazır olduğunu" söyledi. Bu açıklama, Le Pen'in taleplerinin hükümetin bütçe politikalarını şekillendirmede önemli bir rol oynayacağını gösteriyor.
Fransa’nın Borçlanma Durumu
Fransa’nın bütçe açığı, 2024 yılı itibarıyla GSYH'nin yüzde 6’sını aşarak AB’nin belirlediği yüzde 3’lük sınırı iki katına çıkmış durumda. Avrupa Komisyonu, Fransa’yı beş yıllık bir süre içinde bu açığı azaltmaya zorlamak için “aşırı açık” izleme sürecine almıştı. Bu durum, Fransa’nın ekonomik yönetimi konusunda ciddi bir baskı oluşturuyor. Bakan Armand, “Her alanda ölçülü tavizler vermeye hazırız” diyerek bütçe kesintilerinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
2024 Bütçesi ve Gelecek Belirsizliği
Barnier hükümeti, önerilen bütçede tavizler vermek zorunda kaldı. Bu tavizler, Fransa’nın bütçe açığını 2025 yılı sonuna kadar milli hasılanın yüzde 5’ine düşürme hedefinin imkansız hale gelmesine yol açabilir. Bu yılın sonunda Fransa, GSYH'nin yüzde 6’sı oranında bir bütçe açığı ile yılı tamamlamayı bekliyor. Fransa’nın borçlanma maliyetlerinin artması ve bütçe politikalarında yaşanan belirsizlikler, ülkenin ekonomik krizle karşı karşıya olduğu yorumlarına yol açıyor.
Fransa'nın ekonomik geleceği oldukça belirsiz ve hükümetin izlediği politikaların uzun vadeli etkileri hala netlik kazanmış değil. Verilecek tavizler ve yapılacak bütçe düzenlemeleri, hem Fransa’nın iç politikasını hem de ekonomik durumunu derinden etkileyebilir.