Antiokheia antik şehrinin yaklaşık 5 km güneydoğusunda, 1600 metre yükseklikteki Gemen Korusu’nda, Ay Tanrısı Men’e adanmış bir tapınak çevresinde toplanmış yapıların yer aldığı kutsal bir alan bulunuyor. Bu kutsal alan, Antiokheia’nın Frig döneminden Erken Hristiyanlık dönemine kadar baştanrısı olan Men’in şehirlere yayılmış tek dinsel merkezi olma özelliğine sahiptir.
Gemen Korusu, günümüzde bile çıplak Sultandağları üzerinde Men’in kutsal ağacının çamlarla kaplı olmasıyla dikkat çeker. Bu bölge, yerleşim alanlarının egemen olduğu Yalvaç Ovası’na, Beyşehir ve Eğirdir göllerine hakim bir konumda yer alır. Kutsal alan, bu stratejik konumu sayesinde çevresindeki arazileri geniş bir açıyla görebilmektedir.
20. yüzyılın başlarında araştırmalara başlayan ekipler, Strabon’un Geographika adlı eserinde bahsettiği Men Kutsal Alanı’nı araştırırken, bu tepede önemli bir yapıya rastladılar. Kayalar üzerine işlenmiş yazıtlı stel ve kutsal yoldan ilerleyen Ramsay ve ekibi, Men Tapınağı’na ulaştılar. Alanda yapılan kazılarda, tapınak, stadion, tören salonu, kült yemeklerinin yenildiği andron evi ve diğer bilinmeyen yapıların kalıntıları bulundu. Bu yapılar, MÖ 4. yüzyıldan MS 4. yüzyıla kadar geniş bir döneme yayılmaktadır ve güçlü bir kültün izlerini taşır.
Kutsal Alanın en dikkat çekici yapısı olan Men Tapınağı, 11x6 sütunlu, İyon düzeninde çevrelenmiş bir peripteros yapısıdır. Tapınağın podyumu, 31x17.4 metre ölçülerinde olup, tapınak üzerinde 25x12.5 metrelik bir alana sahiptir. Tapınak, farklı yönlerdeki basamaklarla ilginç bir yapıda yükselmiştir. Temenos duvarlarında, Tanrı Men’e adanmış yazıtlı steller bulunmaktadır. Bu yazıtlarda, insanlar şifa, yardım, koruma dileklerini, teşekkürlerini ve rüyalarını Tanrı Men ile paylaşmışlardır.
Men, Anadolu’nun iç ve batı bölgelerinde yoksul ve hasta insanların koruyucusu olarak kabul edilirdi. Hilal şeklindeki Ay’ın gücüyle iyilik ve şifa dağıttığına inanılırdı. Kökleri MÖ 4. binyıla kadar uzanan Men, neolitik döneme ait sembollerle betimlenmiştir. Tanrı Men’in kutsal hayvanları boğa ve aslan olup, kolonilerde bu kült, akropol üzerindeki tapınaklardan ova alanlarına taşınmıştır. Augustus Kutsal Alanı’ndaki tapınak ve mimarisi de Men kültünün etkisini taşımaktadır.
Perseus takımyıldızı, boğanın yerini alarak aydınlık ve verimli tanrısal gücün sembolü haline gelmiştir. Men’in kökleriyle iç içe geçmiş birçok inanç, Anadolu topraklarında bir arada varlık göstermiştir.