İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi'nde (İKÇÜ) yaşanan mobbing iddialarına bir yenisi eklendi. Sosyoloji Bölümü'nde Araştırma Görevlisi Sibel Bekiroğlu’nun iş akdine son verilmesi ve kendisinden tazminat talep edilmesi, üniversitede uygulanan baskı ve mobbing iddialarını yeniden gündeme taşıdı.
Bekiroğlu, "kadro yenilenme talebinde bulunmadığı" ve "hizmetine ihtiyaç duyulmadığı" gerekçesiyle işten çıkarıldı. Ancak bu süreçte bir de tazminat talep edilmesi, tartışmaları alevlendirdi.
Mobbing ve Tazminat Talepleri
Bekiroğlu, fakültede ders verdiğini ve çeşitli görevlerde bulunduğunu ifade ederken, "Kendileri bir şekilde ‘hizmete ihtiyaç yoktur’ diyerek bir karar aldılar. Bir de senet yükümlülüğü ortaya koydular. Ben Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) ile atandım. 2016’da çıkan KHK ile kadrolarımız dönüştürüldü. 2023 yılında 33. madde kapsamına geçme talebimi oluşturmuştum. Ancak üniversite benden tazminat istedi, oysa mecburi hizmet yükümlülüğüm ve senet sorumluluğum ortadan kalkmıştı. Bu, bilinçli bir kötülük" şeklinde konuştu.
Bekiroğlu, yüksek lisans ve doktorasını Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) tamamladıktan sonra İKÇÜ’de görevine devam etmişti. Ancak üniversite yönetimi, kadro yenileme talebinde bulunmadığı gerekçesiyle iş akdine son verdi. Bekiroğlu, bu süreçte yüz binlerce lira değerindeki senet yükümlülüğünün de sona erdiğini belirtti. Buna rağmen üniversitenin tazminat talep etmesi, hukuki açıdan tartışmalı bir adım olarak değerlendirildi.
Dilekçe Hakkı ve Polis Müdahalesi
Sibel Bekiroğlu, iş akdinin sonlandırılma sürecinde yaşadığı olumsuzlukları da dile getirdi. Dekanla yaptığı bir görüşmede dilekçe hakkını kullanmak istediğinde, üniversite yönetiminin polisi çağırdığını ve suç duyurusunda bulunduğunu belirtti. "Dekanla bir görüşme gerçekleştirdim ve bu görüşmeye dair tutanak tuttum. Tutanakları fakülteye vermek istediğimde almayacaklarını söylediler. Dilekçe yazacağımı ve bunun benim hakkım olduğunu belirttim. Bu durumun ardından güvenlik görevlileri çağrıldı ve terörle mücadele ekipleri geldi. Ortada hiçbir gerekçe yokken üniversiteden çıkmak zorunda kaldım" diye konuştu.
Bekiroğlu, iş akdinin sonlandırılma işlemlerinin henüz tamamlanmadığını, ancak buna rağmen odasının anahtarının değiştirilip isminin kapıdan söküldüğünü de aktardı. "Henüz resmi olarak işlem tamamlanmadığı halde, odamın anahtarını değiştirdiler ve ismimi kapıdan çıkardılar. İtiraz hakkım bile kullanılmadan bu adımları attılar" dedi.
Mobbing İddiaları ve Hukuki Süreç
Sibel Bekiroğlu, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi'nde sistematik mobbinge maruz kaldığını ileri sürdü. Üniversitedeki bir başka akademisyen olan Damla Topbaş’ın da aynı bölümde uzun süre mobbinge maruz kaldıktan sonra istifa ettiğini hatırlatan Bekiroğlu, üniversite yönetiminin baskıcı ve sindirici politikalar izlediğini iddia etti. Bekiroğlu, "Bilinçli bir kötülükle karşı karşıyayım. Rektörle görüştüm, bu süreçte hakkımı mahkemede arayacağım" ifadelerini kullandı.
Bekiroğlu’nun yaşadıkları, üniversitelerdeki mobbing iddialarını bir kez daha gündeme taşıdı. Akademik personelin haklarının korunması ve adil bir çalışma ortamının sağlanması konusunda yaşanan bu tür olaylar, üniversitelerdeki yönetim politikalarının sorgulanmasına neden oluyor. Sibel Bekiroğlu, hukuk mücadelesini sürdüreceğini belirterek, bu süreçte yaşadığı mobbingin ve hukuksuzlukların peşini bırakmayacağını vurguladı.